Page 58 - 3 Adım TYT Türkçe
P. 58
TÜRKÇE 2. ADIM
5. Akşamüstleri Tünel’den Taksim’e doğru sol kaldırımdan yü- 7. Orada Bir Ev Var Uzakta yazarın ilk hikâyesi olmasına rağ-
rürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama men kurgu, dil ve üslup ögeleri bakımından ciddi bir işlen-
müthiş kederli -yüzündeki keder besbellidir, elle tutulacak mişlik vurgusu taşıyor. Yazar; kendini zorlamadan, kelimeleri
gibi, yüzde donup kalmıştır- pantolonu ütüsüz, ağarmış saç- incitmeden, yapaylığa düşmeden, oldukça rahat bir dille anla-
ları kabarmış bir adam çarpar. Bu adamın, bu Beyoğlu kala-
tıyor olayları. Anlatımdaki sadelik, samimiyet olarak okuyucu-
balığı içinde bir hâli vardır ki (daha doğrusu her hâli) size bu
yu da yokluyor; onu da anlatının içine çekiyor. Sıkça başvur-
koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler. Bu
duğu geriye dönüşlerle de modern dünyanın bazen parodisi
neden böyledir? Orasını kimse de bilmez. Bazı adam vardır,
bazen de motifi olarak geride kalmış olana, klasik dünyaya bir
insan yüzünde sırf hınç, kin okur. Bazısında gurur, bazısında
özlem duygusu yaratıyor. Aktüel zamanda anlatılanlarda ve
neşe, bazısında bayağılık... Bu adamın üstünden başından
da yalnızlık akar. Bir de bu adama, Kadıköy İskelesi’nin ka- geriye dönüşlerde uzun, derin, ayrıntılı betimlemelerle zen-
nepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı ginleşiyor hikâyeler. Bu zenginlik, aynı zamanda betonların
serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. arasına sıkışan modern okuyucu için bir nefes alma imkânı
Bu adam hikâyeci Sait Faik’tir. da sağlıyor. Anlatımın atasözleri ve deyimlerle zenginleştiril-
mesi, metinlerin derin yapısını besleyen ve metni sahileştiren
Bir gün, aklımda kaldığına göre bir pırıl pırıl, cam gibi parla- ögeler arasındaki yerini alıyor.
yan sonbahar sabahıydı, ona Kadıköy İskelesi’nin kanepele-
rinde rastladım. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
“Ne var ne yok Sait?” dedim. “Hikâye yazıyor musun?”
“Yok,” dedi, “Yaşıyorum.” A) Yazar bu türde yazdığı ilk eser olmasına rağmen üslu-
buyla ustalığını göstermiştir.
Bu parçadan Sait Faik ve onun hikâyeciliğiyle ilgili aşağı-
dakilerden hangisine ulaşılamaz? B) Okuyucunun güncel yaşam içinde maziyi de hatırlayarak
rahatlaması sağlanmıştır.
A) Dış görünüşüne önem vermediğine
C) Bazı kalıplaşmış sözlerin kullanılması hikâyeyi daha ger-
B) Çevresindeki insanları gözlemlediğine
çekçi bir havaya büründürmüştür.
C) Aşırı kederli bir yüz ifadesi olduğuna
D) Anlatıma zenginlik katmak için modern okuyucunun ilgi
D) Konularını gerçek yaşamdan aldığına
duyacağı kavramlar ön planda tutulmuştur.
E) Bazen gururlu bazen neşeli olduğuna
E) Yazar bazı anlatım özellikleriyle okuyucuyu da hikâyenin
içine çekmeyi başarmıştır.
6. Haberleşme ihtiyacı, insanlık tarihi kadar eskidir. Daha düne ka-
dar mektup yazma, dinî bayramlarda ve her yılbaşında kartpostal
gönderme geleneğimizi sürdürebiliyorduk. Bu gelenek, internet
ve sosyal medya ile hemen hemen yok oldu diyebiliriz. Artık bü-
tün kutlamalarımızı, taziyelerimizi, geçmiş olsun dileklerimizi hep
e-posta veya sosyal medya aracılığıyla yapıyoruz. Birbirimizi in-
ternet üzerinden seviyor, özlüyor, sayıyor ve birbirimizin üzüntü,
8. Gülten Dayıoğlu, 1935’te Kütahya’nın Emet ilçesinde dün-
hüzün, keder ve tasalarını paylaşıyoruz (!) Böylece de büyük bir
yaya gelen başarılı bir roman ve öykü yazarıdır. Edebiyat
dostluk görevini yerine getirmiş olmanın huzur ve mutluluğuyla
yudumluyoruz çayımızı, kahvemizi (!) Oysa arkadaşımızın, eşi- dünyasına olan yolculuğu 1963’te yazdığı Bahçıvanın Oğlu
mizin, dostumuzun yanına gidip “Ben senin yanındayım, ben kitabıyla başlamıştır. Çocukların dilinden anlayan başarılı bir
seni çok seviyorum; senin üzüntülerini, sevinçlerini paylaşıyorum; öğretmendi o. Sadece sınıftaki çocukları geliştirmekle kalma-
en güzel gününde olduğu gibi en acı gününde de yanındayım.” dı. Çocuk ve gençlik edebiyatına gönlünü, hayatını vererek
diyebilmek ne kadar güzel ama bunu kaçımız yapabiliyoruz? kaleme aldığı yetmiş sekiz kitapla üç kuşağın da öğretme-
Çevremde gördüğüm akrabalar bile aynı şehirde yaşadıkları hâl- ni oldu. Özenle oluşturduğu eserleri ödüle layık görüldü.
de artık birbirleriyle sosyal medya araçlarıyla görüşüyorlar. Kitapları yabancı dillere de çevrilen Gülten Dayıoğlu, bu sa-
yede sadece Türkiye’deki çocukları değil tüm dünya çocukla-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
rını da kucaklamış oldu.
A) Eski iletişim araçlarının, insana bir ziyaret sonrasındaki
huzuru hissettirdiğine Bu parçadan hareketle Gülten Dayıoğlu ile ilgili aşağıda-
kilerin hangisi söylenemez?
B) İnsanın, var olduğu andan itibaren etkileşim gereksinimi
duyduğuna
A) Yazdığı kitaplarla evrenselliği yakaladığı
C) İnsanların yüz yüze iletişim yerine uzaktan iletişimi tercih
B) Eserlerini çocukluk anılarından hareketle yazdığı
ettiğine
C) Eserlerinin başka dillerde de yayımlandığı
D) Eski geleneklerin, çağın değişimiyle birlikte unutulmaya
yüz tuttuğuna D) Kitaplarının çocuklara ve gençlere hitap ettiği
E) Kitaplarıyla eğitmen kimliği kazandığı
E) Sosyal medyanın, insanlar arasındaki iletişimi samimiyet-
sizleştirdiğine
56