Page 275 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 275

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          134

             4. ÜNİTE > Destan/Efsane          Kazanım A.2.4: Metindeki çatışmaları belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                       Çatışmaların Çözümü                             25 dk.
                       Kurmaca metinlerdeki çatışmaları belirleyebilmek, bu çatışmalardan yola çıkarak gerçek hayattaki karşıt durum,
             Amacı                                                                               Bireysel
                       olay veya yaklaşımlara çözüm önerileri sunabilmek.
             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                        Şooruk Han’ın Kırgızlara Karşı Savaşı

             Şooruk Han’ın ülkesi Tagarma, Dang-Dung Dağları’ndan Kabak Art ve Torıklı’ya kadar uzanırdı. Şoo-
             ruk Han’ın merkezi Maymunluk denilen kale idi. Bu Şooruk Han’ın ülkesine Kalmukların sıkıştırmaları
             neticesinde Kırgız boyları sığınıyordu. Zaten Şooruk’un kendisi ve halkı Kırgızlara kardeş kavimdi.
             Şooruk’un kurduğu hanlık epeyce önemli bir hanlıktı. Kendisi çok mağrurdu. Bir gün halkına Alay’daki
             ve Isıkgöl bölgesindeki Kırgızları ve yaylalarını eline geçirmek istediğini ilan edip iki yüz doksan bin
             asker topladı ve şöyle konuştu: “Kırgız dediğin nedir ki? Oraya buraya kaçıp, göçüp yürüyen bir halk!”
             diye atıp tuttu. Taşgurgan ile Kabil arasına gelip karargâhını kurdu. Büyük kızının adı Akılay idi. Çok
             akıllı, zamanın kadınlarının en güzeli ve bilgini idi. On altı yaşındaydı, simsiyah saçı, inci gibi dişleri
             vardı. Beyaz boynu ince, içtiği, yediği gırtlağında görülecek kadar şeffaf idi. Elleri gümüş çubuk, du-
             dakları gül gibi kırmızı idi. Bu güzel kız, babasını seferden vazgeçirmek istedi. “Gördüğüm düş, bu
             seferin sonunun felaket olacağına işarettir.” diyerek rüyasını anlattı. “Babacığım sana gördüğüm düşü
             anlatmak istiyorum. Bu düş bana, gelecek günlerin neler getireceğini haber veriyor. Düşümde kuzey-
             den fırtına ile korkunç bir sel geldi. Bu sel ile yer ve toprak yığını göçüp dağları, askerlerimizin önünü
             kapladı. Sel beni götürdü. O sırada altın yapraklı bir çınar ağacına sarıldım ve üzerine çıktım. O zaman,
             babacığım, sen de benim yanıma çıktın. Hoten ve Şambel aralarını tufan kapladı. Baba, bu düşümün
             yorumu nedir? ‘Kangay’dan gelmiş bir kaçak’ diyerek, ‘Altay’dan gelen Kırgız’ diyerek, yanlış bir işe giri-
             şerek tahtından ve yurdundan ayrılmayasın, babacığım!” Şooruk Han, kızının gördüğü düş hikâyesini
             dinledikten sonra: “Kızım, evladım, gençsin, daha çocuksun. Bana akıl öğretme. Falcı mı oldun? Şaman
             mı oldun? Düşündeki tufan gibi sel Kırgız ilidir. Senin tepesine çıktığın çınar, benim tahtımdır. Tanrı o
             tahtı benim için koruyacaktır. Zafer tahtına çıkacağım.” dedi.
             Davullar vuruldu; zurnalar çalındı; tuğlar, bayraklar havada dalgalandı. Ordu hareket etti. Her gün on
             bir fersah yol alıyordu.
             (Şooruk Han, Kırgızlara bağlı oymaklara ait yedi bin atı yağmalar. Bunu haber alan Manas, Şooruk’la
             savaşma kararı alır. Manas ve Şooruk’un orduları bir gün akşama kadar savaşır ve dinlenmeye çekilir.
             Şooruk, Kuyanis adlı büyücüsünü hile yapması için tüccar kılığında Manas’ın çadırına gönderir. Ancak
             kim olduğu anlaşılır ve büyücü öldürülür.)
             Ertesi sabah Şooruk Han bütün askerlerini savaşa soktu. Bu büyük bir meydan savaşı oldu. Manas,
             savaşı kesin olarak kazandı. Şooruk Han kaçıp meydanda ölmekten kurtulup ağırlığının yanına geldi
             ve kızına dert yandı: “Çin’den kaçmış kaçak diye, Moğol’dan kaçmış hırsız diye sağı, solu düşünmeden
             Kırgızlara saldırdım. Manas’ı tanıyamadım. İşte cezamı buldum. Şimdi Manas’a gidip, başvurup aman
             dilemekten başka çarem kalmadı.” diyerek Manas’a yaklaşma çaresi aradı. Kendi kızı Akılay başta ol-
             mak üzere hazinesinden elinde ne kaldı ise altın, gümüş ve kıymetli taşlarını beraberine alıp Manas’ın
             huzuruna geldi. Manas galip kumandanın gururunu göstermeyip onu saygı ile karşıladı. Çünkü o da
             Manas’ın mensup olduğu ırktandı.
             (Şooruk’un beraberinde getirdiği otuz kadın Manas’ın askeriyle evlendirilir. Akılay ise Manas’la evlenir.)

                                                                                          Manas Destanı,
                                                                                    (Çev. Abdülkadir İnan)

             1.  Şooruk Han, Kırgızlar üzerine sefer düzenlemek isterken kızı Akılay, babasını bu isteğinden vaz-
                geçirmeye çalışmıştır. Akılay’ın ısrarlı uyarıları, anlattığı “felaket düşü” ve buna rağmen babasının
                Kırgızların yedi bin atını yağmalaması olayın akışına nasıl bir katkı sağlamıştır?







                                                                                                   273
   270   271   272   273   274   275   276   277   278   279   280