Page 371 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 371

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          180

             5.ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.3: Metnin tema ve konusunu belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                     Gerçek Renkler İnceliklidir                       25 dk.
             Amacı      Metnin konusunu yorumlayabilmek, metindeki unsurların konuya etkisini kavrayabilmek.  Bireysel


              Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                    Oliver Twist
             (…)
             Oliver ertesi sabah günlerden beri unutmuş olduğu bir neşeyle kalktı ve istekle, severek çalışmaya
             başladı. Rose’un kuşlarının kafeslerini gene ötsünler diye eski yerlerine astı ve gene en güzel kır çiçek-
             lerini, renk ve kokularıyla Rose’un içini açsınlar diye topladı. Günlerdir çevredeki bütün güzelliklerin
             üzerine inmiş olan hüzün sisi dağılmıştı artık. Yeşil yapraklardaki çiğ taneleri her zamankinden par-
             lak, hafif esintinin dallarda çıkardığı hışırtının ezgisi daha tatlı, gökyüzü bile daha mavi daha ışıklıydı
             sanki! İşte kendi içinizdeki duygu ve düşünceler dış evrenin görünüşü üzerinde bile bu derece etkili
             olur. Doğaya ve insanlara bakıp bakıp da her şeyi karanlık ve kasvetli gören insanlar haklıdır. Ne var
             ki bu karanlık ve kasvet onların kendi tasalı ruhlarının ve görüşlerinin rengini yansıtır. Gerçek renkler
             inceliklidir. Seçebilmek için daha açık bir görüş ister.
             Oliver sabah yürüyüşlerini artık tek başına yapmaz olmuştu. Bu ilgi çekici durum onun kendi gö-
             zünden de kaçmıştı. Onun eli kolu çiçek dolu olarak eve dönerken gördüğü o ilk sabahtan beri Harry
             Maylie öyle bir çiçek meraklısı olmuş ve çiçekleri vazolara yerleştirmekte öyle bir ustalık edinmişti ki
             Oliver’ı çok gerilerde bırakmıştı!
             Gelgeldim Oliver da en güzel çiçeklerin nerelerde bulunduğunu bilmekte birinciydi. Böylece artık her
             sabah ikisi birlikte kırların, tarlaların altını üstüne getiriyor ve kır çiçeklerinin en güzellerini toplayıp
             eve taşıyorlardı.
             Genç kızın oda penceresi açılmıştı artık. Çünkü Rose şahane yaz havasının içeriye dolarak tazeliğiyle
             canına can katmasından büyük zevk alıyordu. Ama panjurun hemen iç tarafındaki bir vazo içine, her
             sabah binbir özenle hazırlanan özel bir buketin konulduğu Oliver’ın gözünden kaçmıyordu. Buketin
             her sabah tazelenmesine karşın solan çiçeklerin asla atılmadığını fark etmemek de elde değildi. Doktor
             Losberne ne zaman bahçeye çıksa bakışlarını mutlaka pencerenin o köşesine doğru kaldırıyor ve başı-
             nı gayet anlamlı bir şekilde salladıktan sonra sabah yürüyüşüne çıkıyordu.
             Bu arada da günler uçup geçiyor ve Rose hızla iyileşiyordu. Gerçi genç kız henüz odasından çıkamadığı
             için ara ara Mrs. Maylie’yle yaptıkları kısa gezintilerin dışında artık akşam yürüyüşleri yapmıyorlardı
             ama Oliver saatlerini değerlendirmekte güçlük çekmiyordu. Ak saçlı yaşlı öğretmenden aldığı derslere
             iki kat çabayla sarılmıştı şimdi. O kadar çok çalışıyordu ki az zamanda gösterdiği ilerleme kendi ken-
             dini bile şaşırttı.
             (…)
             Ders çalışırken Oliver evin zemin katında, küçük bir arka odada oturuyordu. Tam bir köy odasıydı bu-
             rası. Kafesli pencerenin çevresine sarılmış olan hanımelleri ve yaseminler içeriye kadar girerek odayı o
             güzel kokularıyla dolduruyorlardı. Pencere bahçeye açılıyordu. (…) Güzel bir akşam, alacakaranlığın
             ilk gölgeleri yeryüzüne inmeye başlarken Oliver bu pencerenin önüne oturmuş ders çalışıyordu. Epey
             zamandır masa başındaydı. O gün hava çok sıcak olmuş, çocuk da epey yorulmuştu. Onun için kitabı
             okurken yavaş yavaş uykuya daldığını söylersek kitabın yazar ya da yazarlarına hakaret etmiş sayılmayız.
             (…)
                                                                            Charles Dickens, Oliver Twist










                                                                                                   369
   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375   376