Page 373 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 373

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          181

             5.ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.4: Metindeki çatışmaları belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi            “Yaban”cılaşmamak İçin Birbirini Anlayabilmek              25 dk.
             Amacı      Metindeki çatışmaları bulabilmek, bu çatışmaların sebeplerıni ve çözümlerini yorumlayabilmek.  Bireysel


              Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                       Yaban
             (…)
             Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en önemli, en büyük şey, Mehmet Ali’nin evindekiler-
             den başlayarak köylüleri kendime alıştırmak, ısındırmak olmuştur. Lâkin şimdiye kadar -işte buradaki
             yaşantımın bu sekizinci ayıdır- hâlâ küçük İsmail’le Mehmet Ali’nin anası Zeynep Kadın’dan başka
             birisinde muvaffak olduğumu sanmıyorum.
             Gerçi, köylülerden çoğuyla ahbapça konuşuyoruz. Ağaç altı, çeşme başı, dere boyu ve kahve arkadaşlığı
             ediyoruz. Lâkin, öyle derinliği olmayan, o kadar gevşek bir ahbaplık ki, görüyorum, ne onları ben, ne
             onlar beni tatmin ediyor. Hepsi benim yanıma yürekleri, kafaları gibi kalın sargılarla bağlanmış olarak
             geliyorlar. Ve bahislerimiz hep topraktan, havadan, zamandan yakınmaktır. Esasen, Mehmet Ali’nin
             anasıyla da bundan başka bir şey konuşmuyoruz.
             (…)
             Bir akşam yatsı ezanından önce, muhtar benim kapımı vurdu:
             – Efendi, efendi, sana kasabadan bir (acans) getirdim. Al oku, dedi.
             – Nasıl, iyi bir haber mi?
             – Al oku; çok iyi diyeler. Savaşı kazanmışız.
             Ellerim titreyerek, kirli buruşuk kâğıt parçasını lambaya doğru uzatıyorum. İkinci İnönü Zaferi... Yü-
             reğim ağzıma geldi. Bir şiir parçası okuyormuşum gibi ajansın satırlarını içimde terennüm ediyorum.
             Döndüm:
             – Gördün mü? diyecek oldum, lâkin muhtar kağıdı bırakıp namaza koşmuştu. Sevincim içimde tıkan-
             dı kaldı. Büyük felaket anlarında olduğu gibi, büyük sevinç günlerinde de duygularımızı başkalarıyla
             paylaşmak bizim için bir derin ihtiyaçtır. Umutsuzlukla, ne yapacağımı bilmiyerek Süleyman’a dönü-
             yorum.
             – Gördün mü? Bizimkiler düşmana bir iyi dayak atmışlar.
             Süleyman, bu sözden bir şey anlamaksızın sırıtarak yüzüme bakıyor.
             İşte, bir kış, koca bir kış böyle geçti. Ben bütün varlığımla hep cephede yaşadığım için bu mevsimin
             ağır yeknesaklığı omuzlarım üstüne pek çökmedi. Ordunun, Anadolu ordusunun genel bir taarruza
             geçeceği söylentileri günden güne kuvvet buluyor. Memleketin hemen bütün gazetelerinde bu bekle-
             niyor, bunun sözü oluyor.
             (…)
             Anadolu halkının bir ruhu vardı; nüfuz edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadın. Bir vücudu vardı;
             besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı; işletemedin. (…) O, katı toprakla kuru göğün ara-
             sında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin! Ne ektin ki, ne biçeceksin?
             (…)
                                                                      Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban


             Kelime Dağarcığı:
             yeknesak: Tekdüze.









                                                                                                   371
   368   369   370   371   372   373   374   375   376   377   378