Page 379 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 379

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          184

             5.ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.5: Metnin olay örgüsünü belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                   Öfkeyle Kalkan Zararla Oturur                       25 dk.
             Amacı      Metinde anlatılanların metnin olay örgüsüne katkısını yorumlayabilmek, metinde anlatılanları güncel hayatla   Bireysel
                        ve benzer anlatılarla ilişkilendirebilmek.

              Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                     Moby Dıck
             (…)
             Ben, İshmael, o tayfadan biriydim. Diğerleriyle birlikte ben de haykırmıştım, ben de onlarla ant içmiştim.
             Yeminim daha da perçinlensin diye bağırdıkça bağırmıştım, çünkü ruhumu korku sarmıştı. İçimde acayip,
             gizemli ve acımaya benzer bir duygu vardı. Ahab’ın dizginlenemeyen kan davası benim de davam gibiydi.
             Her fırsatta hevesle kulak kabartıp canını yakmaya, kendisinden intikam almaya yemin ettiğimiz o kanlı
             canavarın geçmişini öğrenmeyi başardım.
             (…)
             Ortada dolaşan türlü türlü acayip söylentiler de zamanla bu ölümcül karşılaşmaların gerçek hikâyelerini
             iyice korkulur hale getirmeye başladı. Şaşırtıcı ve korkunç her olayın ardından bittabii pek çok hayal ürünü
             söylenti çıkar, devrilen ağaçta mantar bitmesi kadar doğal bir şeydir bu. Ama denizcilik hayatında söylen-
             tiler, eğer üstüne tutunabileceği azıcık bir gerçek zemin de varsa, karada olduğundan kat kat hızlı büyür.
             (…)
             Dolayısıyla Beyaz Balina hakkında bu sulardan sadece gelip geçenlerin bile katkıda bulunduğu şişirilmiş
             söylentiler çeşitli ürkütücü imalarla doğaüstü güçlere dair yarım yamalak fikirlerle harmanlanarak sonun-
             da Moby Dick’i gözle görülebilen hiçbir şeyin sahip olamayacağı dehşetli özelliklerle bezemişti. Moby Dick
             nihayet herkesin içine öyle bir korku salmaya başladı ki, Beyaz Balina’nın namını şöyle bir işitmiş olanlar-
             dan dahi çok azı karşısına çıkmayı göze alabiliyordu.
             (…)
             Ortalıkta dolaşan ve sonunda batıl inançlara meyilli kişilerin zihninde Beyaz Balina ile ilişkilendirilen en
             acayip söylentilerden biri, Moby Dick’in aynı anda birden fazla yerde bulunabildiğiydi. Güya Moby Dick’in
             birbirine zıt enlemlerde farklı denizciler tarafından eş zamanlı görüldüğü oluyordu.
             (…)
             Üç teknesi de etrafında sulara gömülmüş, kürekleri ve adamları girdaba kapılmış bir kaptan vardı. Parça-
             lanmış pruvadan halat bıçağını kaptığı gibi Arkansaslı bir düellocu gibi düşmanının, balinanın üstüne atıl-
             mış ve bir kulaç kadar derindeki balinanın canını almak için bu altı inçlik bıçağını körlemesine sallamaya
             başlamıştı. İşte o kaptan, Ahab’dı.
             (…)
             Dolayısıyla Ahab’ın neredeyse ölümle sonuçlanan bu karşılaşmadan beri balinaya karşı vahşi bir intikam
             duygusu beslediğine şüphe yoktu. Ahab bu duyguda o kadar ileri gitmişti ki, artık o hastalıklı zihninde
             sadece bedensel acılarını değil, hissettiği zihinsel ve ruhsal azabı da ondan bilir olmuştu. Beyaz Balina, in-
             sanları saplantıya sürükleyen ve sonunda yarım bir yürek ve yarım ciğerle bırakan tüm o iç kemiren habis
             hislerin vücut bulmuş hali gibi gözlerinin önünde süzülüp duruyordu.
             (…)
             Ahab içten içe, belli belirsiz böyle bir şeyler hissediyordu ve şöyle düşünüyordu: “Yöntemlerim akla uygun,
             ama beni harekete geçiren şey ve hedefim çılgınca.” Fakat hakikati yok edecek, değiştirecek veya ondan
             kaçınacak gücü yoktu. Aynı şekilde, özünü insanoğlundan uzun süre sakınmıştı, hatta hâlâ sakınıyordu.
             Ama bu sakınma ancak dış görünüşünü değiştiriyordu, içindeki iradeyi değil. Yine de bu sakınma işini öyle
             iyi kotarmıştı ki, nihayet takma bacağıyla karaya adım attığında hiçbir Nantucket sakini, onun başına gelen
             korkunç kazaya derin derin efkârlanmak dışında bir şey hissettiğinden şüphelenmedi bile.
             (…)
             “Ve yalnızca ben kaçıp kurtuldum, sana anlatmak için.”

                                                                           Hermann Melville, Moby Dick



                                                                                                   377
   374   375   376   377   378   379   380   381   382   383   384