Page 399 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 399
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 194
5.ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.9: Metindeki anlatım biçimleri ve tekniklerinin işlevlerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Bir Pişmanlığın Ardından 25 dk.
Amacı Metinde kullanılan anlatım biçimlerini ve anlatım tekniklerini belirleyebilmek. Metnin bir bölümünde farklı Bireysel
anlatım teknikleri ile düzenleme yapabilmek.
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Diriliş
(…)
Vaktin geç olduğunu ve ceza evinin de epey uzakta olmasını göz önüne alan Dmitriy Nehludov bir
arabaya bindi. Yol boyunca “Katyuşa’yı nasıl bir ruh hâli içinde göreceğim?” diye kendi kendine soru-
yordu. Ceza evinin büyük kapısını çaldıktan sonra karşısına çıkan gardiyana:
“Maslova’yı görmek istiyorum.” dedi. Gardiyan içeriye gidip bir şeyler sorduktan sonra dönüp Dmit-
riy’e yanıt verdi.
“Maslova hastanedeymiş.” diye yanıt verdi.
Prensi, ceza evi hastanesinde babacan, yaşlı, cılız bir gardiyan karşıladı. Kapıyı aralayarak ziyaretinin
nedenini öğrendikten sonra içeri alarak onu alıp çocuklar koğuşuna götürdü. Koridorda bulunan,
üstü başı asitlenik kokan genç bir doktor prense yaklaşarak:
“Kimi görmek istiyorsunuz?” diye sordu.
“Katyuşa Maslova’yı…”
“Burası çocuklar koğuşudur, kadın filân yok.”
“Biliyorum! Yalnız, mahkûmlardan birisi buraya hasta bakıcı olarak nakledilmiş, onu görecektim.”
Dmitriy’nin bu yanıtı üzerine genç doktor:
“Burada iki kadın mahkûm var. Hangisi demiştiniz?”
“Katyuşa Maslova. Petersbourg’a temyiz dilekçesini vermek için gideceğim de, bunu da ona verecek-
tim.” diyerek cebinden Panovo’daki evde, dolabın alt gözünde bulduğu resim zarfını çıkardı.
O zaman genç doktor yumuşak bir sesle:
“Pekâla çağıralım” dedi. “Buyurun oturun.”
Sonra beyaz önlüklü, yaşlı bir kadına Maslova’yı çağırması için emir verdi.
Teşekkür eden prens, doktorun sonradan kendisine göstermiş olduğu bu yumuşak davranıştan cesa-
retlenerek sordu:
“Bağışlayın, Maslova’dan memnun musunuz?”
“Eh. Zararsız. Fena da çalışmıyor. Elbette eski bulunduğu ortamı göz önüne alırsanız burası oldukça
iyi. Bakın işte kendisi de geliyor.”
Katyuşa, yanında yaşlı, hasta bakıcı kadınla birlikte koridora yaklaşıyordu. Çizgili entarisinin üstünde
beyaz bir önlük vardı. Başındaki örtü de saçlarını gizlemekteydi. Dmitriy’i görünce fena hâlde kızardı,
kararsızlıkla durdu, sonra kaşlarını çatarak, gözler yerde hızlı adımlarla ona yaklaştı. Önce elini uzat-
mak istemedi. En sonunda kararını verdi, daha fazla kızardı. Öfkelendiği için kendisinden özür dile-
diği günden beri Dimitriy onu görmemişti. Yine aynı duygular içinde bulacağını sanıyordu. Ama içe
kapanık, utangaç, çekingen ve aynı zamanda düşman gibi görünen yüzünde yepyeni bir ifade vardı.
(…)
Tolstoy, Diriliş
397