Page 429 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 429

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10          209

             5.ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.14: Yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi              Yaşama Dostoyevski’nin Gözüyle Bakmak                    25 dk.
             Amacı      Eserin edebiyat ve toplum hayatındaki yansımalarını tespit edebilmek. Yazarın eserlerinden yapılan uyarlama-  Bireysel
                        ların etkilerini değerlendirebilmek.

              Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                    İnsancıklar
                                                       Nisan
                                                                                             8 Nisan
             Eşsiz Varvara Alekseyevna,
             (…)
             Ben de, ne yazık ki, paravanın arkasındaki bu odada yaşıyorum, ama bu önemli değil; herkesten ayrı-
             yım, azla yaşıyorum, sessizce yaşıyorum. Bu köşeme bir yatak, bir masa, bir komodin, bir çift sandalye
             koydum, bir de ikona astım. Doğru, daha iyi evler de var -belki çok daha iyisi de vardır- ama rahatlık
             en önemlisi; sonuçta ben bunu sırf rahatlık için yaptım, başka bir şey için olduğunu sanmayın. Sizin
             pencereciğiniz de karşıda, avlunun öte yanında duruyor; avlu da daracık, gelip giderken sizi seyretmek
             mümkün… her şey benim için, benim gibi bir talihsiz için eskisinden daha neşeli, hem de daha ucuz.
             Burada son bir oda kaldı, içinde masası da var, otuz beş ruble kira istiyorlar. Ateş pahası! Benim odam-
             sa bana yedi ruble kiraya mal oluyor, masaysa beş gümüş ruble; toplam yirmi dört ruble elli kopek
             ediyor, eskiden otuz ruble ödüyordum, o yüzden de kendimi birçok şeyden mahrum bıraktım; çayı her
             zaman içmezdim zaten, ama şimdi çay için de şeker için de para biriktiriyorum. Cancağızım, biliyor
             musunuz, çay içmemek ayıp oluyor; burada herkesin durumu iyi, o yüzden de ayıp oluyor. Başkaları
             yüzünden onu da içiyorum Varenka, görüntü olsun, hava olsun diye; yoksa benim için fark etmez,
             tiryakisi değilim. İnsanın nakit paraya da ihtiyacı oluyor, çizme, kılık kıyafet için. Geriye de bir şey
             kalmıyor. Sonuçta maaşım belli. Sızlanıp homurdanmıyorum, hoşnutum. Bu da yeter. Zaten birkaç
             yıl yeter; ikramiye de geliyor. Neyse, hoşça kalın, meleğim. Ben iki saksı kınaçiçeği ve sardunya aldım
             -pahalı bir şey değil. Siz ıtır sever miydiniz? Itır da var, isterseniz yazın bana; evet, biliyorsunuz, her
             şeyi ayrıntısıyla yazabilirsiniz. Fakat bir şey gelmesin aklınıza, benim böyle bir oda tutmuş olmamdan
             şüphe etmeyin canım. Hayır, rahat olduğu için yaptım ve bir tek rahatlık çekti beni. Canım, zaten para
             saklıyorum, biriktiriyorum; param var. Benim böyle sessiz olduğuma, bir sineğin kanadından bile za-
             rar görebilecekmiş gibi olmama aldırmayın.
             (…)
             Bu arada size bir paket bonbon şekeri yolluyorum Varenka; afiyetle yiyin onları ve Tanrı aşkına, benim
             için kaygılanmayın, şikâyet etmeyin. Neyse, hoşça kalın, canım.
                                                                                             8 Nisan
             Saygıdeğer Beyefendi, Makar Alekseyeviç,
             Biliyor musunuz, sonunda sizinle ciddi ciddi tartışacağız herhalde? İyi kalpli Makar Alekseyeviç, size
             yemin ederim, bana sizden hediye almak çok ağır geliyor. Onların sizin için neye mal olduğunu, ih-
             tiyacınız olan şeylerden vazgeçerek yoksun kaldığınızı biliyorum. Size kaç kere hiçbir şeye, kesinlikle
             hiçbir şeye ihtiyacım olmadığını söyledim; bu vakte kadar bana yaptığınız iyiliklerin bedelini ödeyecek
             gücüm de yok. Hem ne yapayım ben bu saksıları? Yani, kınaçiçeği saksıları neyse de, sardunya ne için?
             Size dikkatsizlik edip bir kere sardunya demek yetiyor, hemen gidip alıyorsunuz; üstelik, herhalde,
             pahalı bir şey bu? Üzerindeki renkler de o kadar çekici ki!
             (…)
             Hava kararıyor. Çalışma vakti. Size çok şey yazmak isterdim, ama vakit yok, çalışmaya oturmalıyım.
             Acele etmem lazım. Elbette, mektuplar güzel şeyler; asla sıkıcı değil. Ama neden siz hiç kalkıp gelmi-
             yorsunuz? Neden Makar Alekseyeviç? Gelin, lütfen! Sizin Tereza’yı gördüm. O da hasta sanki; üzgün-
             dü; ona yirmi kopek verdim. Evet! Unutmadan: Hemen yazın her şeyi, günlük
             hayatınızı olabildiğince ayrıntılı bir şekilde yazın. Çevrenizde nasıl insanlar var, onlarla yaşamaktan
             hoşnut musunuz? Bütün bunları bilmeyi çok istiyorum. Aman, hemen yazın!
             (…)
                                                                                  Varvara Dobroselova
             (…)
                                                                          Fyodor Dostoyevski, İnsancıklar
                                                                                                   427
   424   425   426   427   428   429   430   431   432   433   434