Page 508 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 508
246 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
KAVUKLU — Bekçi değil miyim? Dinlemek borcum.
PİŞEKÂR — Öyleyse kabakulaktan dinle.
KAVUKLU — Zırlarsın o zaman.
PİŞEKÂR — A kızım böyle telaşla bir yere gidiyorsunuz zannedersem.
II. ZENNE — Afedersiniz efendi peder, cariyeniz sizi tanıyamadım.
PİŞEKÂR — “ Zenginin gözü perdeli olur” derler doğruymuş. Bak siz kızımı uzaktan görür görmez
tanıdım. Siz dokumacı Hasan Bey’in kızı değil misiniz?
II. ZENNE — Ay! İnan olsun bildiniz. Size kim derler?
PİŞEKÂR — Hele bir dikkatli yüzüne bak bakayım.
(…)
Metin And, Geleneksel Türk Tiyatrosu
Kelime Dağarcığı
âfet-i dilsûz: Yürek yakan güzel. bayâban: Çöl. mestane: Kendinden geçmiş. nâlan: İnleyen. pakize: Temiz, saf.
reftar: Gidiş, yürüyüş. reviş: Gidiş, hâl, tavır. üftâde: Âşık, tutkun.
1. Metinde geçen Zenginin gözü perdeli olur. sözü, hangi anlamda, neden kullanılmış olabilir? Yorum-
layınız.
2. Metnin başında gördüğünüz gibi tiyatroda ya da sinemada şiir ve şarkıların kullanılmasının izleyi-
ciye etkileri neler olabilir?
3. Metinde geçen kabakulaktan dinle ifadesi, metnin akışına göre duy ama yorum yapma anlamın-
da kullanıldığı izlenimini vermektedir. Size göre bunun dışında ne gibi anlamlar içeriyor olabilir?
Düşüncelerinizi yazınız.
4. Metinde Pişekâr ile Kavuklu arasındaki diyalogları göz önünde bulundurduğunuzda aralarında ne
gibi farklılıklar gözlemlediniz? Yorumlayınız.
506
Hazırlayan: Halil Kürşat SEZGİNER