Page 87 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 87
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 40
1.ÜNİTE > Giriş Kazanım A.4.15: Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi/Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Etkinlik İsmi Dilin Kuralları Vardır 20 dk.
Amacı Dil kurallarının gerekliliğini kavrayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
İhmale Uğrayan Halk Dili
Halk ağzı, halk dili Anadolu’da konuşulan ses ve şekil bilgisi bakımından belli bölgelere göre fark-
lılaşan dilin iki terimidir. Halk dili ile halk ağzı arasında ne gibi fark var diye bir soru akla gelebilir.
Halk dili, daha çok genel bir terim olup belli bölgelere göre az çok farklılaşan bir anlaşma vasıtasının
adıdır. Halk ağzı ise bilimsel çalışmalarda kullandığımız anlamı sınırlı bir terimdir. Daha dar bir
alanda, bir ilde, ilçede, bir yerleşim yerinde konuşulan yazı dilinden ses, şekil özellikleri, söz varlığı
bakımından farklılık gösteren dildir.
Halk dilinde saklı kalan kelimeler, ekler, yazı dilinin en önemli kaynağıdır. Buradan yazı dili sözlüğü-
ne Cumhuriyet tarihi boyunca kelimeler alınmıştır. Omuz anlamında çiğin bunlardan biridir. Türkçe
Sözlük’te omuz da var. Bunun gibi Türkçe Sözlük’te aynı anlamda kelimeler var. Amaç, Türkçe kökenli
kelimelerin yazı diline katılmasıdır. Durum ve anlayış bu olmakla birlikte; halk ağzında yaşayan ke-
lime, deyim, birleşik gibi pek çok türden söze henüz sıra gelmemiştir. “Yüzdeki istenmeyen kılları
almak, makyaj yapmak” anlamında yüz almak, Türkçe Sözlük’ün dışında kalmıştır. Bütün tarihî me-
tinlerde ve halk ağzında “zehir” anlamında geçen ağu kelimesi yazı diline girememiştir. Bu kelime
terim olarak da kullanılmadı. Buna karşılık hudut Arapça sayılıp Rumca sınır kelimesi öne çıkarıldı
ve dilde sıklıkla kullanıldı. Verilen şu bir iki örnekten anlaşıldığı gibi, halk dilinden yazı diline kelime
kazandırmada belirlenmiş bir tutumumuz yok.
(…)
Halk ağzında candan söylenmiş saf ve duygulandırıcı ifadeler pek çoktur. Bu duyguları yazı diline
kazandırmak ancak yazarların, sanatçıların işidir. Harda konah eylirsen orde yorğanın olem bu tür
örneklerden biridir. Anlatımdaki bu inceliği insan yazı dilinde de görmek istiyor.
Birkaç örnek verdikten sonra gelelim ihmale uğrayan halk diline. Türk Dil Kurumunun kuruldu-
ğu yıllarda ve daha sonra uzun bir sürede gündemde olan halk dilinin Ana Dilden Derlemeler, Söz
Derleme Dergisi, Derleme Sözlüğü yayınlarıyla varlığı, önemi üzerinde heyecanla durulmuş. Türkçe-
nin kelime kökleri ve ekleriyle yazı, duygu, solungaç, dalgıç, açı gibi türetilenler dışında halk ağzından
da yazı diline kelimeler kazandırılmaya çalışılmış. Türk Dil Kurumunda yoğun derleme çalışmaları
başlatılmış. Bu arada Tatarcadan da kelime ve ekler alınmış. Buna rağmen 1980’li yıllara doğru halk
dili alanında dikkate değer çalışmalar yapılamadığını; halk ağızlarından, tarihî metinlerden yeterince
kelime alınmadığını söyleyebiliriz. İhtiyaçlar, daha çok masa başında kelime türetmekle karşılanma-
ya çalışıldı. Bu arada yoğun hem halk ağzında hem de tarihî metinlerde bulunuyordu. Türkiye Türk-
çesine bir anlamıyla alındı ve kesif kelimesine karşılık olarak dile yerleştirildi. Bu tür başka örnekler
verilebilir. Ancak bunların sayıları beklenenin altındadır.
(…)
Halk ağzının asıl zenginliği kelimelerde yüklü olan anlamlardır. Ağız araştırmalarıyla ilgili yayım-
lanmış eserler bu bakımdan gözden geçirildiğinde anlamların ayrıntılı olarak tespit edilmediği
görülecektir.
(…)
Hamza Zülfikar, Türk Dili
85