Page 65 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 65

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                                         FELSEFE  11     28

             3. ÜNİTE > 15. YÜZYIL-17. YÜZYIL FELSEFESİ  Kazanım: 11.3.2. 15. yüzyıl-17. yüzyıl felsefesinin karakteristik özelliklerini açıklar.
            Alan Becerileri: Sorgulama                 b) Hümanizm, bilimsel yöntem, kartezyen felsefe ve hukuk felsefesi üze-
                                                       rinde durulur.
            Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi

             Etkinlik İsmi                           ÜTOPYA                                          35 dk.
             Amacı      “Ütopya” adlı eser üzerinden 15. yüzyıl-17. yüzyıl felsefesinin hukuk anlayışını değerlendirebilme.            Bireysel



             1. Yönerge Aşağıda T. More’un "Ütopya" adlı eserinde hayal ettiği devlet ve yaşam sistemi hakkında bir metin
                     verilmiştir. Metni okuduktan sonra ilgili soruları cevaplayınız.



                                                               “Ütopya” adlı eser 1516 yılında Thomas More
                                                               tarafından yayımlanmıştır. Hukukçu ve devlet
                                                               adamı olan More, ütopya kavramını kullanan
                                                               ilk kişidir. More ‘’Ütopya’’ adlı kitabında günlük
                                                               yaşam, yöneticilik, hukuk, adalet, sağlık, askerî
                                                               yapı, yeme içme, giyinme, barınma aile yapısı
                                                               dinî hayat gibi konuları RAPHAEL HYTLODAY
                                                               aracılığıyla  okurlarına  aktarmaktadır.  Eserin-
                                                               de sınıfsız bir toplum hayal ederek ideal devlet
                                                               düzeninde sosyal adaletten bahsetmiştir. Ütopya
                                                               sözcüğü Yunanca‘da olmayan anlamına gelen
                                                               “ou” ve yer anlamına gelen “topos” sözcüklerinin
                                                               bireşiminden oluşur ve “olmayan yer” anlamına
                                                               gelir.  Ütopya’da  tarım  birincil  ekonomik  etkin-
                                                               liktir. Her aile iki yıl boyunca kırsal kesimde
                                                               kalarak yoğun bir biçimde çiftçilik yapar. Kırsal
             Görsel 3.4.: Ütopya (Temsilî)
                                                               kesimde aileler sayıları kırk kişiyi bulan çiftlik
             evlerine dönüşür ve bu ailelerde iki köle bulunur. Aileyi yaşlı bilge bir kadın ve erkek yönetir. Bu görev bir tür
             askerlik görevidir. İki yılı tamamlayan aileler yaşadıkları kente ve eski işlerine dönerler. Ağır ve pis işleri köleler
             yapar. Köleler ya savaş esirleri ya da ağır suç işleyip cezasını çeken kişilerdir. Ütopya’da kölelerin bulunması mut-
             lak eşitlik ilkesini zedeler gibi görünmektedir.
             Aslında More’un “Ütopya”sı feodaliteye karşı bir eleştiri niteliğindedir. O dönem İngiltere’de Lord’lar bulunuyor-
             du ve zenginlik içinde yaşıyorlardı. Halk ise fakirdi. Zenginler, fakirleri sömürmekteydi ve yoksulluk nedeniyle
             suç oranı fazlaydı. Bu nedenle “Ütopya”da özel mülkiyet yerine insanların mutlu olması için ortak mülkiyet
             düşünülmüştür. Dolayısıyla toplumsal bütünlük temele alınarak insanlara özgür ortam oluşturmaya çalışılmıştır.
             Ütopya’da lüks üretim yasaktır. Sadece evli kadın, evlenmemiş kadın ve evli erkek, evlenmemiş erkek kategorileri
             vardır. Aile düzeni ataerkildir. Evlenen erkekler baba evinde kalıp baba tarafından yönetilir. Ütopya’da insanlar
             para kullanmaz, ihtiyaçlarını karşılamak için ellerindeki malları değişim aracı olarak kullanırlar. Ütopyalılar inci,
             elmas gibi değerli taş düşkünü değillerdir. Bu tür değerli taşlara düşkünlüğü olanları soyluluk budalaları arasında
             görürler. Böylesi değerli taş meraklıları yurtlarında ve çağlarında değer verilen, az bulunur, güzel taşı ellerine
             geçirdiklerinde kendilerini Tanrı gibi görürlerdi. Oysa aynı taş her yerde ve her zaman aynı değeri taşımaz.
             Ütopyalılar avı özgür insanlara yasak etmişler, onlara yaraşır görmedikleri bu işi sadece kasaplara bırakmışlardır.
             Kasaplık da yalnız kölelerin işidir.

             “Bizim toplumumuzda kadınlar, rahipler, hizmetçiler, dilenciler çoğunluk yararlı bir iş yapmaz. Zenginlerin varlığı
             dolayısıyla da gereksiz lüksler için çok emek harcanır. Ütopya cumhuriyetinde bunların önüne geçileceğinden çalış-
             ma 6 saat olarak belirlenmiştir. Eğer artık değer ortaya çıkarsa günlük çalışma saati kısıtlanır. Aile ataerkildir. Ev-
             lenen oğul babasıyla oturur. Eve sığmazsa yeni bir eve aktarılır. Kentler büyürse yeni bir kent kurulur. Hayvanların
             öldürülmesi, özgür yurttaşlar zalimliği öğrenmesin diye kölelere havale edilir. Yemek kamuya ait salonlarda yenir ve
             buradaki ayak işlerini de köleler görür. Evlenirken hem erkeğin hem kadının bakir olması esastır. Demirin olmadığı
             adada bunu sağlamak için dış ticaret yapılır. Savaş zaferleri ile övünülmez ancak zorunluluk hâlinde savaşa girilir
             ve mümkünse paralı askerler tutulur. Altın ve gümüş birikimi savaş için yapılır. Gündelik hayatta ise altın ve gümüş



                                                                                                    63
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70