Page 301 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 301

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          148

             5.ÜNİTE > Sohbet ve Fıkra  Kazanım A.4.15: Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                 Dil Bilgisi Uygulamaları Yapıyorum                    20 dk.
             Amacı      Cümle ögelerini belirleyebilmek. Yazım kuralları ve noktalama işaretlerinin önemini açıklayabilmek.  Bireysel


              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                         13
              Küçük Dergi’nin ilk sayılarının birinde Mehmet Pinpiloğlu’nun “Yapma Sanatçı” üzerine bir yazısını
              okumuştum. Deyişi hoşuma gitmişti o yazının, neler dediğini pek anlayamamıştım. Mehmet Pin-
              piloğlu derginin ağustos sayısında o konuya dönüyor, “Yapma Sanatçı Çeşitleri” üzerinde durarak
              düşüncesini açıklıyor. İlk yazısı dikkati çekmiş, şöyle diyor kendisi:

              O yazıyı beğenen kişiler olduğu gibi, yerenler de oldu. Kimi anlamadım, dedi. Kimi benim için; kim bu
              adam, dedi. Kimi soyadıma takıldı. Kimi de böyle Türkçe olmaz, çoluk çocuk da yazı yazarsa, halimiz
              nice olur, diye söylendi.
              Pinpiloğlu’na sataşan, çatan yazıları görmedim. Ama dilini beğenmemişlerse, bence, haksızlık etmiş-
              ler. İyi kullanıyor Türkçeyi, edebiyat yapmağa kalkmadan yazıyor. Noktalama işaretlerini de azaltsa
              daha iyi edecek. “Dedi”lerden önce virgülün ne yeri var? Hele “benim için”den sonraki noktalı virgü-
              lü hiç anlamadım. “Çoluk çocuk da yazı yazarsa...” demişler. Böyle söyleyenler de bir zaman çocuk
              değiller miydi acaba? Kişi gençliğinde, çocuk denecek yaşta başlar yazı yazmaya, giderek o da ihti-
              yarlar arasına karışır. İhtiyarların: “Gençler bu işlere karışmasın” demeleri de gençlerin: “İhtiyarlar
              sussun artık” demeleri kadar saçmadır. Yazanın yaşından size ne? Ne demiş, siz ona bakın.

              Gelelim Pinpiloğlu’nun dediklerine:
              Ben, diyor, oldukça dar çevremde üç çeşit yapma sanatçı tanıdım: Hevesliler, okumuşlar, politikacılar.
              Hevesliler derken yeni başlayanları, yani eskilerin deyimiyle, müptedileri kasdettiğim sanılmasın. Ben,
              artık o devreyi atlatması gerekecek kadar zamanı iyi-kötü kullanmış, fakat hâlâ sesi kısık, hâlâ bir şey-
              ler yapmak umudunda olan sanatçılarımızdan bahsediyorum.
              Okuduğumuz dergilerin sayfalarını yeniden karıştırıverin, bunlardan üç beşini bir çırpıda bulursunuz.
              Hevesli çeşidinin kendisine zararı çok, ötekilere göre azdır. (Bu cümleyi beğenmedim, belki de dizgi
              yanlışı vardır.) Zira uzun zaman okuru kandıramazlar, foyaları çabuk meydana çıkar. Bir de dergi
              sayfalarını boşuna harcamaktan vazgeçseler, vakitlerinin dolduğunun farkına varsalar.
              Duralım biraz burada. Pinpiloğlu bunu yazarken kimleri düşünmüş, bilemiyoruz. Onun edebiyat
              acunundan, dergi sayfalarından atmak istediği kimseler, ne biliyor? Belki de başkalarının hoşlana-
              rak okudukları yazarlardır. Benden öğüt Pinpiloğlu’na: Kimseyi kovmaya kalkmasın, beğenmediğini
              söylesin o başka, ama edebiyat acunu kendi evi değildir, herkese açıktır orası.
              (…)

                                                                                           (Kasım 1952)
                                                                                 Nurullah Ataç, Dergilerde


              Kelime Dağarcığı
              müptedi: Başlayıcı.








                                                                                                   299
   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305   306