Page 517 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 517

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          255

             9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj  Kazanım A.4.10: Metinde yazarın bakış açısını belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi               Mülakatta Yazarın Okuyucuya Yaklaşımı                   30 dk.
                       Yazarın bakış açısının metne ve okuyucuya katkılarını belirleyebilmek. Yazarın bakış açısına göre metni değer-
             Amacı                                                                               Bireysel
                       lendirebilmek.
               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                              Nigar Hanım ile Mülakat
             Ruşen Eşref Ünaydın: Kim bilir hanımefendi, size ilk şiir hevesini veren sebepler ve ilhamlar nelerdi?
             Okudum ki pek küçük yaşta ruhunuzu terennüm etmeye başlamışsınız.
             Nigar Hanım: Bana ilk şiir hevesini veren yaradılışımdır. Çünkü ben on iki yaşında bir çocuktum; kar-
             deşim bir kaza sonunda ölmüştü ve benim ilk yazdığım şiirim de maatteessüf bir mersiye oldu. Türkçeyi
             ben Kadıköyü’nde, Fransız mektebinde iken okuyup öğrendim.  Babam, bana öğretmen olarak Celal
             Sahir Bey’in kayınbabası olan Ebüllisan Şükrü Efendi’yi seçmişti. İlk yazılarım yayımlanmaya başladığı
             zaman ben on dört yaşındaydım. Diyebilirim ki şairlik zevkini annemden almışımdır; çünkü annem,
             efendim,  çok şiir okurdu. Zavallı hasta olduğu zaman daima beyitler okurdu. Bununla beraber benim
             en büyük ilham kaynağım vatanımdır.
             Ruşen Eşref Ünaydın:  Eski edebiyatımızı çok okur muydunuz hanımefendi?  Eskiler arasında hissinizi
             en fazla okşayan şairler hangileriydi?

             Nigar Hanım:  O zamanlar ben eski divanları okurdum. Leyla, Şeref divanları; fakat Muhlis Paşa divanı
             ki Esat Muhlis Paşa çocuklarımın eniştesinin yani Sadullah Paşa’nın babasıdır. O vakitler, sabahlara ka-
             dar dirseklerim yazıhane üstünden kalkmazdı. Zaten bütün hayatımda uyku uyumamaktan muzdarip
             oldum efendim.
             Ruşen Eşref Ünaydın:  Bendeniz de öyle!

             Nigar Hanım:  Hep eski divanları okurdum; daha doğrusu elimin altına ne geçerse okurdum. Bu benim
             âdetimdir. Bir taraftan da Batı edebiyatının şairlerini okurdum.  Eskiler arasında beni en fazla Fuzu-
             li  duygulandırdı. (Ve biraz acele acele söyledi.) Fuzuli, Fuzuli; hâlâ da bugün de Fuzuli ve bir de Nedim.
             Bunların ikisi arasında o kadar fark vardır ki; birisi aşk ve sevdada derin…  Ötekini  de şuhluğundan,
             şakraklığından severdim belki. Fakat ikisi arasında hiç aynı hissime tesir eden ortak bir nokta görme-
             dim. Şeyh Galip’i de çok severdim. Ee…  O zamanların edebiyatı bu idi. Sonra ben de ilhamlarımı yazı
             hâline getirmeye başladım. O tarihte Muallim Hayret Efendi’nin Saadet’te benim için yazdığı makaleler,
             son derece teşvik edici bir rol oynamıştır.
                                                                                                                                     Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar ki

             Kelime Dağarcığı:
             bendeniz: Alçak gönüllülük göstererek ben yerine ve köleniz anlamında kullanılan bir söz. ilham: Esin. maatteessüf: Maa-
             lesef. muzdarip: Izdırap ve acı çeken. şuh: Neşeli, serbest. terennüm etmek: Anlatmak, ifade etmek. teşvik etmek: İsteklen-
             dirmek, özendirmek.


             1.  Mülakatta geçen Eskiler arasında beni en fazla Fuzuli  duygulandırdı. (Ve biraz acele acele söyledi.)
                Fuzuli, Fuzuli; hâlâ da bugün de Fuzuli ve bir de Nedim. Bunların ikisi arasında o kadar fark vardır ki;
                birisi aşk ve sevdada derin… Ötekini  de şuhluğundan, şakraklığından severdim belki. Fakat ikisi ara-
                sında hiç aynı hissime tesir eden ortak bir nokta görmedim. Şeyh Galip’i de çok severdim. Ee…  O za-
                manların edebiyatı bu idi.  gibi öznel ifadelerin Nigar Hanım tarafından mülakatta sıkça kullanılması
                okuyucunun mülakata yaklaşımını nasıl etkilemiştir? Düşüncelerinizi nedenleri ile açıklayınız.













                                                                                                   515
   512   513   514   515   516   517   518   519   520   521   522