Page 210 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 210

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          103

             4. ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.10: Metnin üslûp özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                      Üslupsuz Roman Olmaz                             25 dk.
             Amacı      Metnin yazara özgü dil ve anlatım özelliklerini tespit edebilme.         Bireysel


               Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                Karıncanın Su İçtiği
             (...)

             Dışarıya çıktılar, ortalık günlük güneşlikti. Deniz öylesine durgundu ki karıncalar su içerdi. Suyun di-
             bindeki çakıltaşlarına, arka arkaya sıralanmış uçarak giden balık sürülerine gün vurmuş, dünya ışıltıya
             kesilmişti.
             Kayığa bindiler, motoru çalıştırdılar, adanın yöresini dönmeden dört upuzun, sırtları lacivert zargana
             yakaladılar. Vasili balıkları kesti, baş tahtasının üstüne dizdi, oradan alıp oltalara geçirdi denize attı.
             Ötekileri de Poyraza uzattı. Kayığa usuldan yol verdi. Az sonra Poyraz oltasını hızla çekti, kocaman
             bir lüfer menevişleyerek oltanın ucunda parlayıp sönüyordu. Oltanın ucunda dönen balığa hayran
             bakarlarken Vasili de oltasını hızla çekti. Onun da oltasının ucunda bir lüfer, lacivert sırtı güneşte
             sallanıyordu.
             Baharın, yaz aylarının lüferlerini ızgara yapıp yerken balık bahar denizi kokar, yürekte baharın ince
             yeli esmiş gibi, denizin tekmil ışığı insanın içine dolmuş gibi olur.
             (...)
             Çalan kimse, inanılmayacak kadar güzel çalıyor, ses insanın iliklerine işliyordu. Yüzünü yudu, doğ-
             ruldu, kaleden yana yürüdü, ortalıkta kimsecikler yok. Arkaya döndü surların kapısına indi, kimseler
             yok. Güneydoğuya güneybatıya... Ses bir yakınlaşıyor, bir uzaklaşıyor, bir yitip gidiyordu. Hüsrev Paşa
             Camisini akıl etti, caminin kapısı kapalıydı, zorladı, kapı açıldı. Mihrabın önüne diz çökmüş Sofiyi
             gördü, meyi dudaklarında, derinlere dalmış, kendinden geçmiş çalıyordu.
             (...)
             Van gölünde hiçbir canlı yaşamaz, su sodalıdır. Bunu da herkes bilir. Yalnız göle dökülen akar suların
             ağızlarından bir buçuk, iki mil açıklara kadar bir tür balık yaşar, bu balığa inci kefali derler.
             Balıkçı Kirkor Vanın ünlü kişilerindendi. Onu herkes tanırdı. Yüreği sevgiyle, dostlukla doluydu. Ka-
             lenin kayalıklarında en iyi kavalı, meyi o çalar, aşağıda da halay başı olurdu.
             (...)
             Son gün bütün şehir halkı, yetmiş iki millet öylesine çaldılar, söylediler ki taşın toprağın yüreğini eritir.

             “Ben bu dünyaya gözümü Van denizinde açtım. Beni Van denizi doğurdu, ben Van denizinde ölece-
             ğim,” derdi.

             Dört bir yandan Osmanlı, Rus orduları dünyayı yakarak çarpışırlarken balıkçı Kirkor kayığının içinde
             Van denizindeydi. Son güne kadar karaya ayak basmadı.

             (...)
                                                                                         Yaşar Kemal

             Kelime Dağarcığı
             menevişlemek: Bir yüzeyde renk dalgaları oluşturmak. mey: Türk halk müziğinde kullanılan, ağzı yassı bir zurna türü.
             yumak: Yıkamak.



                                                                                                   209
   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215