Page 58 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 58

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          27

             1.ÜNİTE> Giriş  Kazanım A.4.15: Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
             Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi  Alan Becerileri: Okuma Becerisi

             Etkinlik İsmi                      Dil Bilgisi Çalışmaları                              20 dk.
             Amacı      Metin üzerinde imla ve noktalama çalışmaları yapabilme.                      Bireysel

              Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                             Psikolojide Edebiyatın Ayak İzleri
               (…)
               İyi bir gözlem yeteneği ve analiz gücü olan yazarın kaleminden dökülen, insanın ruh dünyasını tas-
               vir eden kelimeler; okuyan insanların tahayyülünde birkaç boyutlu bir film gibi belirir. Aslında gün
               içerisinde sıklıkla karşılaştığımız ve (…) gözümüze sıradan görünen olayların, davranışların, ilişki-
               lerin arka planında tüm insanlar için tekerrür eden bir şablon olduğunu fark edebiliriz. Bu açından
               iyi bir edebiyat eseri, insanın ruhunu inceleyen bilim insanları için emsalsiz bir olanaktır. Bu açıdan
               bakıldığında bugün psikolojinin geldiği noktada, edebiyatın katkısı gerçekten çok büyüktür.
               (…)
               Edebiyat ve psikoloji ilişkisi sadece psikolojinin edebiyattan aldığı ilhamlarla sınırlı değildir; psi-
               koloji literatürü genişledikçe, çalışmalar arttıkça elde edilen bilgilerin yansıması edebiyat eserle-
               rine katkı sağlamaya başlamıştır adım adım. Freud'un ortaya koyduğu psikanaliz, yolun başında
               beraberken ve hatta Freud'un hakkında büyük ümitler beslediği ancak hayal kırıklığına uğradığı
               bir isim olan Carl Gustav Jung'un Analitik Psikolojisi ve kolektif bilinç dışı hakkındaki çalışmaları
               edebiyatın da içinde olduğu birçok sanat dalına ilham vermiştir.
               (…)
               “Mrs. Dalloway çiçekleri kendi alacaktı.” Virginia Woolf'un ünlü romanı bu cümleyle başlar ve bi-
               linç akışı tekniği ile ilerleyip gider. William James bilinç akışı kavramını dünyaya kazandırdığından
               beri yalnızca Virginia Woolf değil sayısız edebiyatçı bu teknikle etkileyici romanlar yazarak okuyu-
               cularını karakterlerinin zihnine davet ettiler. Karakterin bakış açısını, iç monologlarını ve gözlem-
               lerini olduğu haliyle yazıya dökmeye çalışarak bir başkasının zihnini olduğu haliyle tasvir etmeye
               çalışan edebiyatçıların ne denli zor bir iş başardığını anlatmaya gerek dahi yok. Diğer yandan bu
               teknik bilimsel araştırmalara da yeni imkânlar sağladı.
               (…)
               Varoluşçuluk yaklaşımının edebiyat üzerindeki etkisini, Türkiye'de şehirleşmenin arttığı, moder-
               nizmin etkilerinin daha yoğun yaşanmaya başlandığı 1950'li yıllardan itibaren daha fazla fark et-
               meye başlarız. Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ında, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar’ında tam olarak
               ruhsal anlamda var oluş mücadelesi veren kahramanlara şahit oluruz.
               Psikoloji alanından gelen yazarlar, psikolojik öğelere fazlaca yer veren kurgular ve psikoterapi öy-
               küleri tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de çok popüler. Özellikle vaka öyküleri kaleme
               alan Amerikalı Psikiyatr Dr. Irvin Yalom, Türkiye'ye geldiğinde gördüğü ilgi karşısında şaşırdığını
               ifade eder, Bir Psikiyatristin Anıları isimli kitabında. Peki, neden insanlar bu tür kitapları okumayı
               çok seviyor?
               İnsanlar olarak tabiatımızı, gerçekte kim olduğumuzu merak ediyor ve anlamaya çalışıyoruz. Kendi
               davranışlarımıza bakarak bir yorum getirmeye çalışsak da bu çoğu zaman objektif olmuyor. Bir
               referans noktasına ihtiyaç duyuyoruz. Kıyaslanabilecek başka bir insana. Belki de bu yüzden ken-
               dimizi en iyi bir başkasına bakarken görüyoruz. Bazen bir başkasında olanı görmek kendinde ola-
               nı görmekten daha kolay olabiliyor. Yaşadığım problemlerin başkalarında da olduğunu gördükçe,
               okudukça kendime olan bakış açım normalleşiyor ve daha şefkatli bir hale dönüşüyor.
               Aynı şekilde diğer insanların düşünceleri de kendimizi değerlendirmemizde etkili oluyor. Zaman-
               la onların bizi gördüğü şekilde kendimize bakmayı öğreniyoruz. Tüm bunları düşündüğümüzde
               psikoloji alanındaki iyi yazarların neden bu kadar çok okunduğunu anlamak zor değil. Her şeyden
               önce kendimizi bir başkasından dinlemeyi seviyoruz, içinde “biz”i barındıran eserler ilgimizi çe-
               kiyor. Özellikle de toplumun psikologlara alanında uzman olmanın da ötesinde üstün yetenekler




                                                                                                    57
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63