Page 72 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 72

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12            34

             2. ÜNİTE > Hikâye  Kazanım A.2.4: Metindeki çatışmaları belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                      Empati Çatışmayı Bitirir                         25 dk.
             Amacı      Günlük hayatta karşılaşılabilecek çatışmalara çözüm üretebilme.          Bireysel


               Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                   Kalıt Paylaşımı
             (…)
             Deniz kıyısındaki bu balıkçı köyünde bir marangoz vardı. Marangozun o günün ve köyün koşullarına
             göre iyi sayılabilecek bir işliği, işliğinde yeterince araç gereci, hızarı bulunuyordu. İkindi üzeri öğren-
             cileri evlerine yolladıktan sonra doğru oraya giderdim… Nedeni, bir kez marangoz güzel konuşan,
             doğru bir adamdı; ikincisi, benim tahta işlerine tutkum vardı. Hem marangoz Kerem’le konuşuyor
             hem de eşya kutusu, çerçeve gibi şeyler yapıyordum. Marangoz Kerem, kendine yoldaş olduğuma hem
             seviniyor hem de bana yardım ediyordu.
             Marangoz Kerem, okuma yazmayı kendi kendine öğrenmişti. Güzel düşünen, yeni düşünenlere açık
             biriydi. Bana dünya olaylarını, özellikle tarihsel konuları sorardı. Arada bir, “Hep ben öğretecek deği-
             lim, sen de öğret bir şeyler” diyerek bana takılır, beni onurlandırmak isterdi. Sonra eklerdi: “Sana öğ-
             rettiğim tahta işleri çok önemli değil, yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz olaylardan ders çıkarmak
             önemli. Yalnız, öğrencilere öğretmelisin, bilmeyenlere de yardımcı olmalısın!” Yüzüme gülümseyerek
             bakar, sorular sormaya başlardı: Dünyanın oluşumu, ülkeler arasındaki savaşlar, bölüşüm kavgaları.
             En çok da İkinci Dünya Savaşı’yla ilgili sorular. Aramızda otuz yaş fark vardı. O ellisinde, ben yirmim-
             deydim.
             (…)
             Bir gün yine böyle konuları konuşurken Kerem Usta, “Bizim vergilerimizle devlet sizleri yatılı okulda
             okuttu” dedi. Bir süre durduktan sonra söylev çeker gibi konuşmasını sürdürdü: “Barındığınız yapıla-
             rın yapımında kullanılan çimento, kireç, taş, tuğla, tahta gökten inmedi. Bu ülke insanlarının verdiği
             vergilerle edinildi. Bunlardan yararlandınız.
             (…)
             Tarımcılar hayvanların, doktorlar insanların nasıl sağlıklı yaşayacağını öğretmeli insanlara. Sözgelimi
             sen, geceleri de halkı eğitmelisin, okutmalısın. Dahası, köyde insanlar arasındaki kavgaların nedenle-
             rini  araştırmalısın, engel olmaya çalışmalısın…” diyordu ki söylevini birden noktaladı, çünkü dokuz
             on kişi bir kayığı omuzlamış geliyordu… Onlara baktı şaşkın şaşkın. Gelenler işliğin önünde kayığı
             omuzlarından indirdiler. Biri “Kerem Usta, bu kayığı enlemesine ortadan hazırla kes!” dedi. Kerem
             Usta iyice şaşalamıştı. “Delirdin mi sen?” dedi. Bir başkası, “Evet, keseceksin!” dedi sertçe. Kerem Usta
             “Kesemem” dedi. İkisi de üsteledi: “Paranı alacaksın, niçin kesmiyorsun?” diye. Kerem usta “Bakın”
             diyerek söze başladı; “Konuyu biliyorum. Duydum. Ata andacı, ata kalıtı kayık sizin düşündüğünüz
             gibi, ortadan ikiye bölünerek bölüşülmez. Kayığın ederinin yarısını biriniz öder. Kayığı da alır! Kayığı
             ortadan kesmekle ne kazanacaksınız? Öfkeyle kalkan zararla oturur demişler. Siz bunu yapıyorsunuz.
             Yapmayın!” İkisi de, “Keseceksin!” diye diretti. Biri, daha çok sinirliydi, ekledi: “Emeğini almayacak
             mısın? Sen emeğinin karşılığını al! Akıl ver demeye gelmedik buraya.” Öbürleri sessizdiler. Kerem
             Usta, onlara döndü, “Siz ne diyorsunuz?” diye sordu. Biri, “Biz çok uğraştık anlaştıramadık. İki kardeş
             de diretti…” dedi. Bir başkası, “Baltayla keseceklerdi. Bari tavuk kümesi yapın. Ata andacı, ata kalıtı
             evinizin önündeki tavukları barındırsın deyince baltayla kesmekten, parçalamaktan vazgeçtiler de ge-
             tirdik.” Kerem Usta, iki kardeşe döndü, “Temel Reis, Salih Reis! Yapmayın. Ayıp!” der demez, ikisi de
             birden, “Kerem, senden öğüt almaya gelmedik.” dedi.
             (…)
                                                                                           Behzat Ay
             Kelime Dağarcığı
             andaç: Yadigâr. kalıt: Miras.



                                                                                                    71
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77