Page 70 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 70
33
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 33
2. ÜNİTE > Hikâye Kazanım A.2.4: Metindeki çatışmaları belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Hayatımız Çatışma 25 dk.
Amacı Metindeki çatışmaları tespit ederek bu çatışmaların toplumsal boyutunu değerlendirebilme. Bireysel
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Gül Yaprağının Pembe Sesi
Biliyorum. Herkes sözünü ediyor o görkemli, pahalı otelin. Evet, güzel bir koya kurulmuş. Yadsıyacak
değilim. Ama ben, kayalık denizi severim. Bir kayadan öbür kayaya yüzmeli insan.
Kıyıdan en uzak olanın üzerine çıkar oturursun.
Denizin ortasındasın. Bir sen, bir deniz. Herkesten uzak.
İçin kıyım kıyım kıyılır. Geçmiş yazları düşünürsün. Hep bir arada olduğunuz, çocuklarınızın küçücük
olduğu, paranızın olmadığı, ucuz pansiyonlar aradığınız o coşkulu yazlar.
Ankara’dan sonra deniz kenarı çok başka güzellikler düşletirdi sizlere. Bir avuç su görseniz derya, der-
yayı görünce, Milat’tan önce, Milat’tan sonra, Antik Çağ, tiyatro, kazılar, mozole… Özgürlük avucu-
nuzda (sanki), yürekleriniz aşkla dolu…
Şimdi yaşlandınız. Yaşamak gene çok güzel. Ne ki, zorlaştı. Onlar için büsbütün zor. Açık havadan, do-
ğadan, güneşten uzak yaşıyorlar. Yaşamayanların anlayamayacağı o mekânın bir başka zamanı içinde.
Hepiniz birbirinizi seversiniz. Tanısanız da tanımasanız da. Bu, başka türlü bir sevgidir. Bu, sevginin
yitirilmemesi isteğinde birleşmenin sevgisidir. Özetle istenen bu değil mi? Sevmek değil mi? Ancak se-
vince başlamaz mı, insanla, yaşamla ilgili en küçük birimden en büyüğüne doğru açılan anlam! İncindi
bizim kaba ellerimizde.
Denize bakar kalırsın, içinde acıların en zor anlatılanı. Çaresizliğin sıkıntısıyla yüreğin daralır.
Sonunda (her şeye karşın) başına güneş geçmesin diye dalarsın suya. O kaya senin, bu kaya benim, bu
kaya yassı kaya, şu kaya sivri kaya derken kıyıya çıkarsın.
(…)
Ben, yandaki ucuz kamp yerinin çakıllı kıyısına çıkıyorum. Havlumla sepetim de orayı kendilerine
daha yakın buluyorlar. Yüzükoyun yatıyorum. Kimseler yok. Uzaktan gelen gülüşmelere, acemi sörf-
çülerin çığlıklarına dalıyorum. Uzun yüzünce yoruluyorum. Uyukluyorum bile bazen.
(…)
Ben bu yeni kuşağı ilgiyle izliyorum. Anlamasına çok iyi anladığımı sanıyorum da buralara nasıl geldi-
ler ona şaşıyorum. Bu insanca ilişkileri, ne zaman, nerelerden edindiler; bunca yozluğun, karışıklığın
içinde. Nasıl böyle arı, böyle dost, böyle insan kalabildiler.
Onlara bunları soramam. Beni yaşlı bulurlar sorumda. Çekiniyorum. Görünüşüm yaşlı ama aklımda
onların can dostu olduğumu ne bilsinler.
Nezihe Meriç
69