Page 190 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 190

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9          98

                                     Metindeki olay örgüsünü belirler.
             5.ÜNİTE > Roman    Kazanım A.2.5.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                    OLAY ÖRGÜSÜ VE ROMAN                               30 dk.
             Amacı      Metin çözümlemeleri sayesinde romanda olay örgüsünün önemini anlayabilmek.  Bireysel


             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları metne göre cevaplayınız.


                                                 SİNEKLİ BAKKAL
               (...)

               Vehbi Efendi nazikçe gülümsedi.
               — Geçici bir hevese kapılmadığına emin misin, Rabia?

               Rabia başını salladı. İçinden hem kendi kendisiyle eğleniyor hem de kalbi gümbür gümbür atıyor…

               Yavaş yavaş Rabia’ya anlatmaya çalıştı. Birbirlerinin dengi değildiler. İçtimai fark, hars farkı, din farkı
               vardı. Peregrini’nin (Peregrini) yeni hayatında geçmiş tesirler tekrar uyanabilir. Belki piyanistin ma-
               zisi bir gün aralarında bir uçurum hâlini alabilir.

                — Siz o kadar başka dünyaların mahsulüsünüz ki yavrum. Bugün ona bu kadar şirin gelen Sinekli
               Bakkal bir gün onun başına dar gelir. Belki zannettiğinden daha çabuk bu hayattan bıkar. Anladığıma
               göre sen, burada yaşamayı şart koşmuşsun. Hiç olmazsa ona eski hayatını arattırmayacak bir semtte,
               bir eve çıksanız. Nasıl bir aileden geldiğini ne kadar… Ne kadar servet sahibi olduğunu biliyorsun,
               değil mi?..

               Rabia, yüzünde nihayetsiz bir sabırla dinliyordu.

               Gene o çarpık tebessüm dudaklarının bir köşesini aşağıya doğru çekiyordu.
               — Parasından, pulundan bana ne? Ben onun ne asaletinde, ne servetindeyim. Beni isteyen, benimle,
               benim gibi yaşar…

               Şahadet parmağı alnının üstünde dolaştı.

               — Burada ne yazıldıysa onu göreceğim. Ne söylesen boş!
               — İnşaallah hayırlar yazılmıştır, yavrum. İnşaallah mesut olursun.

               Bunu takip eden sükut Rabia’ya uzun gelmedi. Vehbi Efendi’nin gücenmemesi ona uzun bir nefes
               aldırmış, onu tekrar tatlı hulyalarıyla baş başa bırakmıştı.
               — Burada baban yok, babalık bana düşüyor, Rabia. Nikâh gününe kadar birbirinizi görmemek lazım.
               Ne yapalım, âdet. Müslüman olmak için lazım gelen muamele çok sürmez. Anladığıma göre artık
               Peregrini yok, Osman var.
               Osman’ın Peregrini ile bağını bıçakla keser gibi kesmiş, atmışlardı.

               — Hazırlık ne kadar sürer, Rabia?

               — Bizim hazırlığımız ne olacak? Bir iki haftaya kadar olur biter.

               Parmaklarıyla hesap etti, Hıdırellezde evlenmek istiyordu.
               — Bu akşam ben babana yazacağım. Sen de uzun bir mektup hazırla. Bizim dervişlerden biri yakında





                                                                                                   189
   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195