Page 226 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 226
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 116
Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
6.ÜNİTE > Tiyatro Kazanım A.3.2.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Etkinlik İsmi TİYATRO İLE TARİHSEL DÖNEM İLİŞKİSİ 20 dk.
Amacı Tarihsel dönemin metne olan etkisini çözümleyebilmek. Bireysel
Yönerge “Biga 1920” adlı metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.
BİGA 1920
HASAN - Yusuf’u hallettik paşam. He deyin Hamdi'yi de temizleteyim. Bir anlık mesele.
AHMET - Hamdi Yusuf’a benzemez. Ortalık birden karışabilir. Hiç bir kıpırtı, hiçbir karışık durum
çıkmamalı ortaya.
HASAN - Biz de bir şey yapmıyoruz ki paşam. Korksunlar istiyoruz azıcık. Ahmet Paşa'nın evine bir
ziyaret yapmadan işe başlamazlardı. Bir gelenek olmuştu bu. Ne zaman başladığı, nerelerden doğdu-
ğu, nasıl sürüp gittiği bilinmez bir gelenek. Böyle oturur gördükçe işi azıtıyorlar. Hem herkes sabırsız
artık. Ne zaman ne olacak bu silahlar?
AHMET - İstanbul'a bağlı her şey. İstanbul'dan haber bekliyoruz. Hele gelsin. Sevineceğin emirleri
alırsın benden o zaman. Hem bu Hamdi'nin üstüne fazla varmaya da gerek yok. Kendi yanımıza çek-
menin yollarını da bulmalıyız. Kaç adamı var? Niye bize karşı silah çeksinler ki?
(…)
AHMET - Ama iyi düşününüz.
HAMDİ - Düşündüm paşam. Korkmuyorum.
AHMET - Süphanallah. Deli olacağım. Yahu benim adımı ünümü bilirsiniz. Duydunuz, işittiniz.
HAMDİ - Duydum, işittim. Anzavur Ahmet Paşa’sınız. İngilizlere toprak satarsınız. Özür dilerim
paşam, gübre satarsınız. Varlıklısınız. Ama yine de sizden korkmuyorum. Kul kuldan niçin korksun
paşa hazretleri?
AHMET - Biliyor musunuz ki şu dakikada, şu kapının arkasından başlayarak tüm konağın çevresinde
kırk tane silahlı adamım bekliyor. (...)
AHMET - Ne söyleyeceğinizi bekliyorum.
HAMDİ - Saat de epey olmuş. Eğer beş dakikaya kadar sokağa çıkıp yola düzülmezsem bizim iki yüz
akılsız delikanlı devlethaneyi basacaklar. Buna neden engel olmayalım? Sonra demin söylediğiniz
övgü dolu sözleri de geri alırsınız. (…)
HAMDİ - Oh sana bin şükürler olsun Tanrım.
AHMET - (Saatine bakar.) Beyefendi, iyi bir şekilde ayrılamadığımız için üzgünüm.
HAMDİ - Olabilir böyle şeyler. Ama kişisel keder ve üzüntünüzü konuğa dinletmek ayıptır paşam.
Ancak yine de üzülmeyin. Ben çabucak hoş görmeye alışkınımdır. Yeter ki araya kin, öç sorunu ka-
rışmasın.
AHMET - Zaten aramızda ortak bir sorunumuz da yok. Boş yere birbirimize düşman olacak değiliz.
HAMDİ - Aramızda ortak bir sorun yok mu dediniz?
AHMET - Hayır, benim bildiğime göre hayır.
HAMDİ - Âlâ, dilerim bundan sonra da olmaz. Elinizi sıkabilir miyim?
(…)
Tuncer Cücenoğlu, Biga 1920
225