Page 288 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 288
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 147
7.ÜNİTE > Biyografi-Otobiyografi Kazanım: A.4. 2. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi BİYOGRAFİ YOLCULUĞU 25 dk.
Amacı Metnin türünün hangi kaynaklardan beslendiğini belirleyebilmek. Türün niteliklerini ifade edebilmek. Türün Bireysel
tarihsel dönemle ilişkisini kurabilmek.
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)
HALDUN TANER
Hukuk-ı Düvel hocalarından Ahmet Selâhattin Bey’in oğlu olan Haldun Taner, babasını beş yaşın-
dayken kaybetmiştir. İlk-orta öğrenimini Galatasaray’da yaptıktan sonra Heidelberg Üniversitesi
Siyasal Bilimler Okulu’na devam etmiş ve yüksek tahsilini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde bitirmiştir.1938-1942 yılları arasında tutulduğu ağır tüberküloz
hastalığını, Erenköy Sanatoryumu’nda geçirmiştir.
1950-1954 arası, Edebiyat Fakültesi’nde sanat tarihi asistanlığı yapmış, 1954-1956 yıllarında Viyana
Enstitüsü’nde tiyatro uzmanlığı okumuştur. 1957’den sonra bir süre Tercüman gazetesinde yazmış,
Gazetecilik Enstitüsü’nde Sanat Tarihi, Edebiyat Fakültesi’nde Tiyatro Tarihi okumuştur. 1960’lardan
sonra, daha çok tiyatro eserleri yazmış ve onların sahnelenişi ile uğraşmıştır.
İlk hikâyelerini 1944’te yazmaya başlayan Taner onları şu kitaplarda toplamıştır:
Yaşasın Demokrasi (1949), Tuş (1951), Şişhaneye Yağmur Yağıyordu (1953), Ayışığında Çalış-Kur
(1954), On İkiye Bir Var (1954), Konçinalar (eski kitaplarından seçmeler 1967), Sancho’nun Sabah
Yürüyüşü (1969).
Haldun Taner 1960’tan sonra daha az hikâye yazmış, birçok “kuşaktaş”ları gibi roman yazıcılığına
geçmeyip çalışmalarını tiyatroda yoğunlaştırmıştır. Eski hikâyelerinin birçok kahramanları gibi,
hikâyelerinde bulunan olay ve konuları da, bazı oyunlarına malzeme yapmıştır. O günden beri yazdığı
ve oynattığı tiyatro eserleri şunlardır:
Günün Adamı (1953), Dışardakiler (1957), Ve Değirmen Dönerdi (1958), Fazilet Eczanesi (1960), Lüt-
fen Dokunmayın (1960), Huzur Çıkmazı (1962), Keşanlı Ali Destanı (1964), Gözlerimi Kaparım Va-
zifemi Yaparım (1964), Eşeğin Gölgesi (1965-1966 tiyatro mevsiminde, İstanbul Şehir Tiyatrosunda
oynanmıştır.). Bundan sonra dört arkadaşıyla 1967’de kurduğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda Vatan
Kurtaran Şaban (1967), Bu Şehr-i İstanbul ki (1970), Astronot Niyazi (1970), Ha Bu Diyar (1971), Aşk
u Sevda (1972), Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971), Dev Aynası (1973) adlarıyla yeni Kabare hava-
sında tulûata yatkın eserlerini yazdı ve sahneye uyguladı.
Başlangıçta kendi tarzında değerli bir hikâyeci olarak tanınan Haldun Taner, 1960’tan bu yana tiyatro
eserleriyle de ün yapmıştır. Edebiyatımızda hikâyeci olduğu kadar oyun yazarı olarak da tanınacaktır.
Taner’in Türk tiyatrosunda “epik” tarzı ilk defa deneyen Keşanlı Ali Destanı, 1964 mevsiminde 275
kere temsil edilmek başarısına ulaşmış, kitlelerce çok sevilmiştir. Yurt dışında, yabancı dillerle de
temsil edilen “Keşanlı Ali Destanı” epik’te öncü olduktan başka tiyatromuzun klâsikleri arasında da
yer almıştır.
Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı V, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul, 2004.
287