Page 67 - Defterim TDE 9
P. 67

6. Etkinlik: Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız.

                                                  PEMBE İNCİLİ KAFTAN


            Muhsin Çelebi, geniş somaki kemerli açık kapıdan serbest adımlarla girdi. Yürüdü. Başı her vakitki
            gibi yukarıda, göğsü her vakitki gibi ileride idi. Koynundan çıkardığı nameihümâyununu öptü. Başına
            koydu.  Sonra  altın  tahtın  üstüne  -allı,  yeşilli,  mavili,  morlu,  ipek  yığınlarına  sarılmış,  sırmalarla,
            tuğlarla,  sancaklarla  bağlanmış  gibi-  garip  bir  yırtıcı  kuş  sükûnetiyle  tüneyen  Şah’a  uzattı.  Ayağı
            öpülmeyen Şah gazabından sapsarı kesildi. Gözlerinin beyazları kayboldu. Nameyi aldı. Muhsin Çelebi,
            tahtın önünden çekilince şöyle bir etrafına baktı. Oturacak bir şey yoktu. Gülümsedi. İçinden “Beni
            mecburen ayakta, hürmet vaziyetinde tutmak istiyorlar galiba...” dedi. Bir an düşündü. Bu hakarete
            nasıl mukâbele etmeliydi? Hemen sırtından Pembe İncili Kaftan’ı çıkardı. Tahtın önüne, yere serdi.
            Şah İsmail, vezirleri, kumandanları aptallaşmışlar; hayretle bakıyorlardı. Sonra bu kıymettar kaftanın
            üzerine  bağdaş  kurdu.  İnce,  dev,  ejderha  resimleri  nakşolunmuş  sivri  kubbeyi,  yaldızlı  kemerleri
            çınlatan gür sadasıyla
            —  Namesini  verdiğim  büyük  padişahım,  Oğuz  Kara  Han  neslindendir!  diye  haykırdı,  dünya
            yaratıldığından beri onun ecdadından kimse kul olmamıştır. Hepsi padişah, hepsi hakandır. Ecdadı
            hilkatten itibaren hükümdar olan bir padişahın elçisi, hiçbir ecnebi padişah karşısında divan durmaz.
            Çünkü kendi padişahı kadar dünyada asil bir padişah yoktur.
            Çünkü...  Muhsin  Çelebi,  kaba  Türkçe  nutkunu  bağırdıkça,  Farisi  bilmeyen  Şah  kızarıyor,  sararıyor,
            morarıyor,  elinde  heyecandan  açamadığı  name,  tir  tir  titriyordu.  Tahtının  arkasındaki  cellatlar
            kılıçlarını  çekmişlerdi.  Muhsin  Çelebi  bağırdı,  çağırdı.  Mukarripler,  vezirler,  cellatlar,  muharipler
            hükümdarlarının sabrına, tahammülüne şaşıyorlardı. Hatta içlerinden birkaçı mırıldanmaya başladı.
            Muhsin  Çelebi,  sözünü  bitirince  müsaade  filan  istemedi,  kalktı.  Kapıya  doğru  yürüdü.  Şah  İsmail
            donmuş, taş kesilmişti. Çaldıran’da kırılacak gururu, bugün, bu tek Türk’ün ateş nazarları altında
            erimişti. Muhsin Çelebi dışarı çıkarken, kendi gibi hayretten donan nedimlerine
            — Şunun kaftanını veriniz, dedi.
            Muhariplerden biri koştu. Tahtın önünde serili kaftanı topladı. Türk elçisine yetişti:
            — Buyurun. Kaftanınızı unutuyorsunuz.
            Muhsin Çelebi durdu, güldü. Çıktığı kapıya doğru dönerek Şah’ın işiteceği yüksek bir sesle
            —  Hayır,  unutmuyorum.  Onu  size  bırakıyorum.  Sarayınızda  büyük  bir  padişah  elçisini  oturtacak
            seccadeniz, şilteniz yok... Hem bir Türk yere serdiği şeyi bir daha arkasına koymaz... Bunu bilmiyor
            musunuz? dedi.


                                                                                     Ömer Seyfettin, Pembe İncili Kaftan


            1. Pembe İncili Kaftan adlı hikâyenin hangi hikâye türünde yazıldığını gerekçeleriyle yazınız.

            ...........................................................................................................................................................................................................


            ...........................................................................................................................................................................................................

            2. Muhsin Çelebi’nin İran şahı karşısındaki duruşunu millî, manevi ve tarihî açıdan değerlendiriniz.


            ...........................................................................................................................................................................................................


            ...........................................................................................................................................................................................................






                                                                                                                        65
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72