Page 68 - Defterim TDE 9
P. 68
7. Etkinlik: Aşağıdaki metin örneklerini inceleyiniz ve bu metinlerin hangi hikâye türünden
alındığını altlarındaki ilgili boşluklara nedenleriyle yazınız.
Durdu adam. Niçin, neden olduğunu bile bilmeden durdu. İçinde bir şey durdurmuştu onu,
ayaklarına asılmıştı. Dört bir yanından bir sürü geçiyordu. İster istemez bu kalabalık yüzlere
baktı. Bilinmeyen yollarda yitmiş çocuk gözleri bir garip irileşiyordu. Sanki bütün bu kalaba-
lığı içine alacaktı; yağan kan içine alacaktı; akşam karanlığını, yanan ışıkları, şehrin yollarını
ve evlerini… Sonra gökyüzünü alacaktı. Üşümemişti bunların hiçbiri, biliyordu ama ısıtacaktı;
ısıtırken ısınacaktı. Nedense küçüldü gözleri durup dururken eskisinden de küçük küçüldü. Havı
dökülmüş paltosunun cebindeki elleri terledi. Terli elleri, kendiliğinden bükülüp yumruk oldu.
Kötü bir sıcaklık bütün bedenini sardı. Yüreği yerinde daralıp sıkıştı. Yumuşak geniş yüzü de
gerilmiş, kapkara bir deri olarak daralmıştı. Yüzler yabancıydı, gözler yabancıydı ve gülüşler
büsbütün yabancıydı. Onun geldiği yerdeki insanların yüzleri hiç böyle değildi… Onun geldiği
yerdeki gözler böyle bakmaz, gülüşler böyle yaban ve soğuk, yüzlere yapışıp kalmazdı ve ak-
şamlar böylesine merhametsiz bir bencillikle şuraya buraya sıvamazdı. Onun geldiği yerde bir
kadın vardı, şu geçen kadınlar gibi karanlık ve karlı değildi; ilkyazdan uzak, kışa yakın gülüm-
semezdi.
Mustafa Necati Sepetçioğlu, Menevşeler Ölmemeli
................................. hikâyesidir çünkü .................................................................................................
Hatice Hanım, çok genç yaşta dul kalmış zengin bir hanımcağızdı. (...) Başlıca merakı temizlik-
le namusluluktu. Göztepe’deki köşkünü hizmetçi Eleni ve evlatlığı Gülter ile her sabah beraber
temizler, aşçısı Mehmet’i her gün tıraş ettirir, zavallı Bolulu oğlanı tepeden tırnağa kadar be-
yazlar giymek zorunda bırakırdı. Eleni de Gülter de son derece namusluydular.
Kileri kitlemezdi. Paraları meydanda dururdu. Hele Mehmet’in namusuna diyecek yoktu. Ko-
nuşurken gözlerini kaldırıp insanın yüzüne bile bakmazdı. Hatice Hanım, köşkten hiçbir yere
çıkmadığı için işi gücü adamlarını denetlemekti. Sürekli odaları dolaşır, tavan arasına çıkar,
mutfağa inerdi.
Derdi ki:
– Benim gibi olun! Ben kimseyle görüşüyor muyum? Sakın siz de komşuların hizmetçileriyle,
uşaklarıyla konuşmayın.
Ömer Seyfettin, Yüksek Ökçeler
................................. hikâyesidir çünkü .................................................................................................
66