Page 44 - Felsefe
P. 44
Felsefe 11
ÜNİTE 20. YÜZYIL FELSEFESİ
20. yüzyıl felsefesi çağdaş bir felsefedir. 20. yüzyılda yaşanan olaylar, bu çağdaki problemlere yönelik
yapılan açıklamaları sürekli değiştirmiştir. Bu dönem, 1-2. Dünya Savaşları ve devletler arası gerilimler
gibi birçok olumsuz olayın yaşandığı bir çağdır. Günümüz felsefesi bu sorunlara çözüm için çalışmaktadır.
20. YÜZYIL FELSEFESİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
20. yüzyıl felsefesi, günümüze kadar uzanan toplumsal olaylar ve 18-19. yüzyıl felsefesinde yaşanan
tartışmalara yönelik bu dönem filozofları tarafından yapılan felsefi sorgulamalar üzerinde yükselen bir
felsefedir.
18-19. yüzyıl felsefesi; genel olarak felsefenin ortaya çıkış döneminden gelen felsefi, bilimsel ve sos-
yokültürel birikimin aydınlanmacı filozoflar tarafından sorgulandığı bir felsefe olarak düşünülebilir. Bu
felsefenin 20. yüzyıl felsefesine olan etkisi, aydınlanma filozoflarının düşüncelerinde yatar.
18. yüzyıla doğru bilimin etkisi altındaki felsefeye bakış değişmiş, matematik ve fizik alanındaki iler-
leme felsefede kesin bilginin aranmasına neden olmuştur. Ana problem, bilginin doğasına ilişkin sorgu-
lamalarda gerçeğin ne olduğu ve nasıl bilinebileceği yönündedir. Descartes aklı, Locke deneyimi temel
olarak almıştır. Kant ise her ikisini sentezleyerek bilgi ve varlık üzerine yoğunlaşmıştır.
Kant’ın bilgi görüşü üzerine yapılan değerlendirmelerde onu destekleyen, alternatif yollar gösteren
ya da kısmen veya tamamen reddeden bakışlar öne çıkmıştır. Bu bakış açıları çerçevesinde yapılan tar-
tışmalar, 20. yüzyıl akımlarının ortaya çıkmasında önemlidir.
19. yüzyılın ortalarına doğru bilimsel yönteme (tümevarıma) dayalı deneycilik anlayışı Hegel, Descartes
ve kısmen de Kant’ın savunduğu bilgide akılcılık görüşünün önüne geçmeye başlamıştır. Deneysel bilimle-
rin yükselişi, gerçeğin ne olduğu ve nasıl bilinebileceği problemine başka bir çözüm sunmuştur.
Deneye konu edinilenin nesneler olduğu ve onun da bilimsel yöntemin sağladığı bilgiyle bilinebileceği
düşünülmüştür. Dönem itibarıyla bu düşünüşün savunucuları arasında Simon ve A. Comte vardır.
Hegel, “Gerçek olan akılsal, akılsal olan gerçektir.”
Kant’ın bilgi ve varlık konusunda geliştirdiği düşüncelerinde bil-
giyi varlığın önüne almasını eleştiren Hegel, bilgiden önce varlığın
konu alınması gerektiğini belirtir. Felsefe ona göre ancak varlığın fel-
sefesi olabilir ve insan, felsefeyle nesnenin arkasındaki ideyi (fikir)
kavrayabilir.
19.
Yüzyılda
Oluşan Bazı
Felsefelerin
A. Comte, “İnsanlık teolojik ve metafizik dönemi bitirmiş, poziti- Etkileri
vist döneme girmiştir.”
Comte, pozitivizm görüşünü ileri sürmüştür. Materyalist anlayı-
şa dayalı olan bu fikir, metafiziği reddetmesi bakımından önemlidir.
Pozitivizm, olgunun dışında gerçek hiçbir şey olmadığını ve ancak de-
neye dayalı bilimsel bilginin gerçeğin bilgisini içerdiğini savunur. Yani
gerçek olan olgusaldır. Bu görüş, 20. yüzyıl felsefesinin bilimle olan
etkileşimi açısından önemlidir.
43