Page 40 - Felsefe
P. 40

Felsefe 11







                           Metin Analizi



                 Aşağıdaki metni okuyup metinden hareketle verilen soruları cevaplayınız.

              DİYALEKTİK İDEALİZM

                 Çağımızın bir doğuş ve yeni bir döneme geçiş çağı olduğunu görmek zor değildir. Tin, şimdiye değin
              içinde var olduğu ve imgelediği dünya ile bozuşmuştur ve onu geçmişe gömme düşüncesini taşımakta-
              dır. Artık kendi öz dönüşümünün emeği içindedir.
                 Hiç kuşkusuz o hiçbir zaman dinginlikte değildir, tersine her zaman ilerleyen devinimi kavramıştır.
              Ama nasıl çocukta uzun dingin bir beslenmeden sonraki ilk soluk, o salt nicel gelişimin dereceliğini kı-
              rıyorsa -nitel bir sıçrama ve çocuk doğmuştur- oluşumu içindeki tin de öyle yavaş ve usulca yeni şekline
              doğru olgunlaşır, önceki dünyasının yapısını parça parça çözer ve bunun sarsıntısı tek tük belirtilerde
              sezilir; kurulu düzende yayılan kayıtsızlık ve can sıkıntısı, bir bilinmeyenin belirsiz önsezisi, bunlar yak-
              laşan değişimin müjdeleridir. Bütünün yüzünü değiştirmeyen bu dereceli ufalanış bir gün doğumu ile
              kesilir ki bir şimşek gibi birdenbire yeni dünyanın biçim ve yapısını aydınlatır.
                 …
                 Ama bu yeni dünya tıpkı yeni doğmuş bir çocuk gibi eksiksiz bir edimsellikten yoksundur ve bunu
              gözden kaçırmamak özsel önem taşır. İlk sahneye çıkış yalnızca dolaysızlığı ya da kavramıdır. Bir yapı
              temeli atıldığında nasıl bitmemişse bütünün erişilen kavramı da gene öyle bütünün kendisi değildir. Bir
              meşeyi gövdesinin gücünde ve dallarının yayılımı ile yapraklanışının kütlesinde görmeyi isterken bize
              bunun yerine bir palamut tanesi gösterildiği zaman bundan pek hoşnut kalamayız. Gene böyle bilim,
              bir tin dünyasının tacı, başlangıcında eksiksiz değildir. Yeni tinin başlangıcı çeşitli ekin biçimlerindeki
              yaygın bir devrimin ürünü, dolambaçlı ve çapraşık bir yolun ve o denli karışık çaba ve uğraşın ödülüdür.
                 …
                 Gerçek bütündür. Bütün ise ancak kendi gelişimi yoluyla kendini tümleyen özdür. Saltık üzerine söy-
              lenmesi gereken onun özsel olarak sonuç olduğu, gerçekte ne ise ancak erekte o olduğudur ve doğası
              edimsel, özne ve kendisinin kendiliğinden oluş süreci olmak işte bunda yatar. Saltığın özde bir sonuç
              olarak kavranması gerektiği ne denli çelişkili görünse de biraz düşünüp taşınmak bu çelişki görünüşünü
              doğru bir yere oturtmaya yetecektir.
                                                                                 Hegel, Tinin Görüngübilimi








                1- Metinde kırmızıyla yazılmış kavramlarla ne anlatılmak istenmiştir?





                2- Metinde altı çizili bölümde vurgulanmak istenen düşünce nedir? Açıklayınız.




                3-  Metinden hareketle Hegel’in diyalektik anlayışını inceleyip onun kendi felsefesinde
                   gerçeğe verdiği rolü açıklayınız?







                                                                                                              39
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45