Page 48 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 48
9 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
(Sevda sağdan girer. Hafif topallar. Mutfağa doğru yürür. İçine kapalı, hayal gibi sessiz; ama için için
yaşattığı gizli, bu yüzden de gitgide kökleşmiş istekleri vardır.)
SEVDA: (Bir şey söyleyecektir) Anne...
B. ANNE: Şşşşt... Kızım, dur bakayım. Sen yeni misin?
SEVDA: (Alışık) Evet.
B. ANNE: Kim aldı seni buraya?
SEVDA: Bilmiyorum.
B. ANNE: Küçük hanım mı?
SEVDA: (Bıkkın) Evet.
B. ANNE: Bana bir şey danışmadılar. Nasıl olur?
SAFİYE: Sevda?
SEVDA: Geliyorum anne.
B. ANNE: (Hırçın) Safiye.. (Kızar, Sevda’ya) Azıcık ötede dur, o kadar yaklaşma bana.. Safiye.
SAFİYE: Efendim anne.
B. ANNE: Benim karnım aç.
SAFİYE: (Yorgun) Peki.
B. ANNE: Hastayım da. Bir yerim ağrıyor benim.
SAFİYE: Sırtın.
B. ANNE: Ya, sırtım ağrıyor benim. Niye kimse bakmıyor bana?
SAFİYE: (Odaya yürür) Sevda, fileyi al, şurda olacaktı. (Sevda mutfağa geçer)
B. ANNE: Paşa sürgünden dönsün, ben bilirim yapacağımı. (Safiye, Büyükannenin dizlerini örter. Eski
şalı düzeltir, sıkıştırır) Sırmaları vardı boydan boya. Yürüdüğü zaman mahmuzları şıkır şıkır ederdi. Paşa
sürgünde değil mi Safiye?
SAFİYE: Evet anne.
B. ANNE: Bu günlerde dönecek galiba. İçime öyle doğuyor.
SAFİYE: İnşallah anne. (Mutfağa yürür. Sevda fileyi bulmuştur.)
B. ANNE: Potinlerimi boyadın mı?
SAFİYE: (Arkasına bakmadan) Evet anne.
B. ANNE: Öğleye misafir var diyordum demin. O pis herif bağırınca şaşırdım birden. Saygısız... Söy-
le de kızım şey yapsınlar... Demin hatırımdaydı.
(Safiye mutfağa geçmiştir bile. B.Anne susar. Bir süre daha dudakları kıpırdar. Boş gözlerle bakar.)
SAFİYE: Özcan uyandı mı?
SEVDA: Uyandı. Babam yine anneanneme mi kızdı?
SAFİYE: Evet kızım. (...) Kibrit, iki de ekmek. Unutmazsın ya?
SEVDA: (Ezik) Unutmam anne. (Birden sımsıkı sarılır)
46