Page 13 - Felsefe10 | 1.Ünite
P. 13

Eleştirel
               Olma
              Olma
             Rasyonel
               Olma
 1. ÜNİTE   Refleksif                                                                         Felsefeyi Tanıma
             Sistemli
               Olma





                             Felsefi düşüncede tutarlılık, düşünce basamaklarının birbirine zıt düşünceler
                          içererek birbiriyle çelişmemesi yani uygun olması anlamındadır. Her felsefi düşün-
              Tutarlı     cenin olgusal anlamda ispatlanması mümkün olmadığı için yapılacak değerlendir-
               Olma       me, felsefi düşüncenin daha çok iç tutarlılığıyla ilgili olacaktır. Bir görüşü oluştu-
                          ran temel düşünce basamaklarının birbiri ile çelişmemesi veya birbiri ile uyumlu
                          olması tutarlılığı güçlendirir.




                             Felsefi sorunların bulunduğu çağı aşması ve herkes için geçerli olması duru-
                          mudur. Felsefenin bütün insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraşması ve felsefi bi-
             Evrensel     rikimin birçok uygarlığın ortak katkılarıyla oluşması onun evrensel bir değer ta-
               Olma
                          şımasını sağlar. Felsefede yanıtlardan çok, soruların evrenselliğinden bahsetmek
                          mümkündür.






               Bir şeyin ne olduğu bilindikten sonra onun ne olmadığı hakkında sonuçlara varmak da öğre-
            tici olabilir. Bu anlamda “Felsefi olmayan düşünme tarzları hangileridir?” sorusuna verilebilecek
            cevaplar ayırt edici olacaktır. Sorgulamaya ve temellendirmeye dayanmayan, doğru bilgiye veya
            doğru eyleme yönelmeyen anlık düşünceler; örneğin günlük çıkarlara yönelik akıl yürütmeler, bir
            olaya karşı verilen ani tepkiler, dürtülere-güdülere dayalı çağrışımlar, üzerinde düşünülmemiş ha-
            yaller, basit kanaatler veya ön yargılar felsefi düşünme tarzı sayılmaz.
               Felsefenin ne olduğunu anlamak için yakın düşüncelere yani doğa ve insan bilimlerine, matematik
            ve sanatla ortaklaştığı veya farklılaştığı hususlara da bakmak gerekmektedir. Elbette bilimsel bilgi
            araştırmacının, şiir şairin, teknik bilgi teknisyenin işidir. Bilimler belli bir konuyu, tikel olanı konu edi-
            nir. Bilim; duygu ve kanaatlerden özerk “objektif” çalışmayı, bulgularını gözlem ve deneyime dayan-
            dırmayı ve onları ispatlamayı esas alır. Sanatsal düşünme tarzı ise aynı zamanda sanatçının duygu ve
            düşüncelerinin merkezde olduğu dil, anlatım ve özgün ürünleri destekleyen düşünme şeklidir. Bu dü-
            şünce tarzları doğrudan felsefi düşünce tarzı olmamakla birlikte bilgi alanları ne kadar çeşitlenir, bilgi
            ne kadar çoğalırsa doğru bilgiye ulaşma imkânı da o kadar artmakta ve felsefenin ufkunu açmaktadır.
               Felsefe bilim ve sanata katkı sunmaktadır. Şiir, teknik bilgi ve bilimin ne olduğu fikri; felsefi
            bir bakışla oluşturulmaktadır. Ayrıca “filozof şair-şair filozof” veya “felsefede şiir-şiirde felsefe” de
            mümkündür ama yapılan şiir veya felsefe, farklı faaliyet biçimleridir. Şiir “İlim kendin bilmektir.”
            dediğinde veya bilim insanları “Sayı nedir?”, “Bu yaptıklarımın anlamı nedir?” diye sorguladığında
                  Tartışalım
            bu tavırlarındaki düşünme tarzı, şiirsel veya bilimsel düşünme tarzından daha çok felsefi düşünme
            tarzıdır. Bilim, sanat ve felsefe birbirine indirgenemezse de birbirini desteklemektedir.




                 Tartışalım




                 1.  Farklı düşünme tarzlarının olay ve durumları yorumlamadaki etkileri neler olabilir?
                    Tartışınız.
                 2.  İnsanların sosyoekonomik durumları, düşünme tarzlarını nasıl etkiler? Tartışınız.












                                                                                                           23
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18