Page 38 - Fen Lisesi Biyoloji 12 | 1. Ünite
P. 38

1.      Genden  Proteine                                                                                                                                                                           Genden  Proteine   1.
           Ünite                                                                                                                                                                                                                 Ünite


               pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, kanola, ayçiçeği, yer fıstığı vb. bitkilerin çoğunun genetiği değiştirilmiştir.
                  Özellikle soya ve mısır birçok endüstriyel ürünün üretiminde kullanılmaktadır. Genetiği değiştirilmiş soya; su-
               cuk, salam, sosis gibi kırmızı etin kullanıldığı ürünlerde, et suyu tabletlerinde, fındık-fıstık ezmesi, çikolatalı ürünler,
               çeşitli unlu mamüller, süt tozu, hazır çorbalar ve hayvan yemlerinde kullanılır. Genetiği değiştirilmiş mısır ise nişasta
               bazlı tatlandırıcılar yoluyla gazoz, kola, meyve suları, mısır yağı, bebek mamaları, hazır çorbalar ve hayvan yemle-
               rinde kullanılabilmektedir. Ayrıca aşı, hormon, ilaç üretimi gibi alanlarda da genetiği değiştirilmiş organizmalardan
               yararlanılmaktadır.
                  Genetiği değiştirilmiş ürünlerin insan sağlığı için bir tehlike teşkil edip etmediği, günümüzde hâlâ tartışılan bir
               konudur. Deney hayvanları üzerinde sonuçlandırılmış birçok deneme olmasına rağmen insanlar üzerinde aynı etkiyi
               gösterip göstermeyeceği de kesin değildir. Bazı bilim insanları, genetiği değiştirilmiş ürün içeren gıdaların insan
               sağlığına zararlı olabileceğini savunmaktadır. Örneğin ABD’de üretilen Star Link mısırı, alerjen olduğu gerekçesiyle
               üretimden kaldırılmıştır.



               2.8. Biyogüvenlik ve Biyoetik
                  Biyogüvenlik, 5977 sayılı yasada; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile
               çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve ürünleri ile ilgili
               faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılması olarak tarif edilmiştir (Gör-
               sel 1.70). Biyoteknolojik uygulamalardan elde edilen ürünlerin insan
               ve hayvan sağlığı ile çevre üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin
               belirlenmesi,  belirlenen  risklerin  oluşma  olasılığının  ortadan  kaldı-
               rılması ya da risklerin ortaya çıkması durumunda oluşacak zararların
               kontrol  altında  tutulması  için  alınacak  önlemleri  kapsar.  GDO’ların
               insan sağlığı dışında ekolojik zararlara da yol açabileceği konusun-
               da araştırmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda 24 Mayıs 2000 tarihinde
               Türkiye dâhil 130 ülke, GDO’ları riskli olarak kabul eden Biyogüven-
               lik Protokolü üzerinde anlaşmıştır. Ülkemizde bu çalışmalar Mart 2010
               tarihinde çıkarılan Biyogüvenlik Kanunu ile düzenlenmiştir.
                  Biyoetik, canlı organizmaların kullanımı ile ilgili etik konular ve
               bu konular üzerinde karar verme çalışmalarına denir. Biyoetiğin konusu-  Görsel 1.70: Biyogüvenlik sembolü
               na gen teknolojisi, hücre, doku ve organ bağışı, klonlama, embriyolojik
               çalışmalar, kök hücre tedavileri, insan üzerinde yapılan deneyler, ilaç sanayisi ve yapay döllenme girer. Ayrıca bi-
               yolojik silah üretimi, gen aktarımı ile genetiği değiştirilmiş ürün gibi konularla ilgili araştırmalar, bunların sınırları ve
               kullanım ilkeleri de biyoetiğin kapsamına girer.
                  Biyoetik; hukuk, tıp, felsefe, ilahiyat, biyoloji, genetik vb. bilim dallarından etkilenir. Genetik mühendisliği ve
               biyoteknoloji, canlıların yaşam kalitesini artırmayı amaçlar. Ancak gen teknolojisi, öngörülemeyen zararlara yol
               açması ve kötüye kullanılması ihtimalinden dolayı da canlılar için tehdit oluşturur. Örneğin canlıların genetiğinin de-
               ğiştirilmesi, genetiği değiştirilen mikroorganizmaların denetimsizce serbest bırakılması ve gen teknolojisinin askerî
               amaçlarla kullanılması vb. durumlar tehdit oluşturabilir. Biyoetik çalışmaları, bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak
               için standartlar geliştirilmesini hedefler. Bilimsel araştırmalarda nelere izin verilip nelerin yasaklanması gerektiği
               gibi sorulara yanıt arar.
                  Ülkelerin kültürel, hukuksal ve felsefi yaklaşımlarının farklı olması, biyoetiğin tüm ülkelerde standart olmasını
               zorlaştırır. Ülkelerin kendi bünyelerinde oluşturulan biyoetik kurulları, bilim ve teknoloji politikalarının üretilme
               süreçlerinde belirleyicidir.
                  Biyolojik silah üretimi günümüzün önemli sorunlarındandır. Canlılara zarar vermek amaçlı hastalık yapan bakteri
               veya virüs gibi etkenler, biyolojik silah olarak kullanılır. Bu etkenler hava, su ve besinlere karıştırılarak kısa zamanda
               çok yüksek etki yaratır. Çiçek, veba, şarbon vb. hastalıklara sebep olan mikroorganizmalar biyolojik silahlara örnek
               olarak verilebilir. İnsanların toplu olarak hastalanmasına, hatta ölümüne neden olan biyolojik silahlar, günümüze kadar
               pek çok savaşta kullanılmıştır. Bu yüzden biyolojik silahların üretilip kullanılması, biyogüvenlik ve biyoetik açısından
               kabul edilemez bir durumdur.



                                                           50
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43