Page 214 - Tarih 9 | Kavram Öğretimi Çalışması
P. 214
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
TARİH 9
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı Kavram Öğretimi 114
4. ÜNİTE : İLK VE ORTA ÇAĞLARDA TÜRK DÜNYASI > 4.2. Boylardan Devlete
Kavram : Kut
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Tarihsel Kavrama Becerisi
Çalışmanın Adı KUT VE HÜKÜMDAR 15 dk.
Çalışmanın Amacı Kut inancını güç paylaşımı ve yönetim organizasyonu çerçevesinde değerlendirebilme.
Yönerge: Aşağıda verilen bilgileri dikkate alarak soruları cevaplayınız.
Kut: Türk hükümdarına yönetme hakkının Tanrı tarafından verilmesi olarak isimlendirilebilir. Kut, genel
bir tarifle siyasi iktidar anlamındadır.
Görsel 1
OKUMA PARÇASI
Yönetme hakkı hükümdara Tanrı tarafından ilâhî bir lütuf olarak verilmiştir. Kağan, Tanrı kendisi-
ne Kut verdiği için idare etme hakkına sahiptir. Türk Kağanı âdeta göğün, Tanrının yeryüzündeki
halifesi-temsilcisi gibidir. Türk hükümdarı Tanrının yeryüzündeki temsilcisi olmakla beraber kutsal
addedilmemiştir. Hükümdarın kutsal olmamasının bir tezahürü olarak kurultay (meclis) müessesi ön
plana çıkmıştır. Hükümdarı denetlenme görevi yanında devletin asli işlerinin de görüldüğü kurultay,
Türk devletlerinde hükümdarın bir tanrı-kral yahut iktidarını tek başına kullanan despotik bir ege-
men hâline gelmesi önündeki engel konumundaki en önemli yapıydı.
Hükümdar siyasi iktidarının kaynağını Tanrıdan aldığı için Tanrıya karşı sorumlu idi. Tanrının yar-
dımı ile Kut’unun devam edeceğine inandığından, kendini onun iradesine uygun şekilde milleti yö-
netmek mecburiyetinde hissediyordu.
Hükümdara verilen Kut daimi değildir. Belli durumlarda Tanrı, Kut’u verdiği kişiden alabilmektedir.
Hükümdarların Töreye uymaları gerekmektedir. Töre, geleneklerde ortaya çıkan ve uyulması zorun-
lu olan değerler bütünü, yani hukuktur. Zira Kağan uyarsa halk da Töreye riayet ederdi. Eğer Kağan
Töreye uygun hareket etmezse Tanrı, Kut’u kendisinden alır, o kişiyi zillete düşürür ve alçaltırdı.
Dolayısıyla hükümdarın Kut sahipliğinin somut şartı devleti güçlendirmek, ayakta tutmak, halkın
refah ve huzurunu temin etmek ise soyut şartı da devletin kuruluş ve işleyiş düzenini sağlayan Tö-
reye bağlılık olmuştur. Bu da hükümdarlık ve yönetme yetkisinin Töre ile sınırlandırılmış olduğunu
göstermektedir. Bunun sonucu olarak hükümdar Tanrıdan aldığı güç ile mutlak otorite sahibi olma-
mış, despot bir yapıya bürünmemiştir. Zira Kut, hükümdara halkı yönetmesi maksadıyla verilmiştir.
Tanrının istekleri yerine getirilmez ise bu yetki geri alınarak başkasına devredilmiştir.
Ali AHMETBEYOĞLU, Eski Türklerde Kut ve Töre Bağlamında Hükümranlığın Hududları
(Düzenlenerek alınmıştır.)
211