Page 36 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 36
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 8
7. ÜNİTE: Tiyatro
Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Konu Cumhuriyet Dönemi’nden Bir Tiyatro Örneği (1950-1980) 40+40 dk.
Kazanımlar A.3. 2. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler.
A.3. 8. Metnin dil, üslup ve anlatım/sunum özelliklerini belirler.
A.3. 9. Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
A.3. 10. Metinde edebiyat, sanat ve fikir akımlarının/anlayışlarının yansımalarını değerlendirir.
A.3. 12. Yazar ve metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
A.3. 14. Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Yönerge Metni okuyunuz ve metin doğrultusunda soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Aşağıdaki metin, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” adlı tiyatro oyununun 3. perdesinin son
sözlerini içermektedir.
A. FEHİM- Paşa geliyor usta.
İSMAİL- Eyvah, dayağı yedik sağlam.
A. VEFİK PAŞA- (Kulisten gelerek) Merhaba çocuklar. (Hepsi koşup elini öperler.)
İSMAİL-Bana kızmadınız ya paşam?
A. VEFİK PAŞA- Neden kızayım evlat? Kendine göre Dandini’yi pekâlâ avamileştirmiş, dersi
ibreti de sonuna iyi yerleştirmişsin. Daha ne! (Derin bir soluk alır, düşünür, oyunculara) Frenk hay-
ranları Frenk tiyatrosunu taklitten medet umuyorlardı. Rastgele Avrupa piyeslerini sözüm ona, Av-
rupalı gibi oynamakla bir yere varılır sanıyorlardı. Biz de adaptasyonu teklif ettik. Avrupa piyeslerini
yerlileştirip Türk adabı, Türk deyişiyle kotarmayı denedik. İşte şimdi sen de onu avamın gustosuna
getiriyorsun, ne var ki bunların hepsi de yetersiz.
A. FEHİM- Peki. Doğru yol hangisidir paşam?
A. VEFİK PAŞA- Doğru yol, Garbı ne taklit ne de adapte. Doğru yol, galiba, Türk insanından,
Türk şartlarından, Türk mevzularından hareket edip hem öz hem biçim bakımından bir Türk tiyat-
rosuna varmak. Biz ancak bu kadarını yaptık. Bundan ötesini de gelecek nesiller başarsın artık...
(Sahne kararırken ön sol yanda lokal ışık içinde Fasulyeciyan’ın sarı benizli yüzü görülür.)
FASULYECİYAN- Evet, öyle dedi paşamız ve o geceden altı ay sonra da, sizlere ömür, vefat
oldu. Artık ne o sevroş suflör var ne uyanık Ahmet Fehim ne de hazırcevap Küçük İsmayil. Hepsine
Tanrı rahmet eylesin. Dalgacı Holas, şık ve zarif Hıranuş, Virjinya Zagakyan, Satenik ve kulunuz
Tomas Fasulyeciyan da dünya deniştirdik. Bizim de toprağımız bol olsun.
Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş
seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer
hayal olur kalırız. Görorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanorsunuz. Birazdan teatro bomboş
kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden biri-
ne takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuş’la Virjinya’nın bir diyalogu eski
kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir
fısıltı hâlinde yine sahneye dökülürler. Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı ama replik-
lerimiz, fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır.
(Perde)
Taner, H. (2015). Sersem Kocanın Kurnaz Karısı. İstanbul: YKY. s. 53-54.
1. Haldun Taner, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” adlı eserinde, millî bir metnin adapte eser ve ter-
cüme esere göre çok daha başarılı olacağını anlatmak istemiştir. Bu düşünceyi vermek amacıyla da
oyunun kurgusunda zaman olarak Tanzimat Dönemi’ni tercih etmiştir. Sizce böyle bir tercihin se-
bebi nedir?
35