Page 26 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 26
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 6
7. ÜNİTE: Biyografi/Otobiyagrafi
Konu Cumhuriyet Dönemi’nden Bir Biyografi Örneği 40 dk.
Kazanımlar A.4. 1. Metinde geçen kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tespit eder.
A.4. 2. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
A.4. 3. Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında ilişki kurar.
A.4. 4. Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
A.4. 7. Metnin üslup özelliklerini belirler.
A.4. 8. Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
A.4. 9. Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
A.4. 12. Metni yorumlar.
A.4. 14. Türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazarlarını ve eserlerini sıralar.
A.4. 15. Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Yönerge Aşağıdaki biyografiyi okuyarak soruları cevaplayınız.
AHMET KABAKLI
24 Mayıs 1924 tarihinde Elazığ’a bağlı Harput’un Göllübağ’ında doğdu. Babası, Harput Sarayhatun
(Sâre Hatun) Camii’nde müezzinlik yapan Ömer Efendi, annesi Münire Hanım’dır. Çocukluğu Harput’ta geç-
ti. Üç yaşındayken babasını kaybetti. Elazığ Numune Mektebini ve aynı binada açılan ortaokulu bitirdi. Elazığ
Lisesinden mezun oldu (1944). İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunu ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebi-
yatı Bölümünü bitirdi (1948). İlk görev yeri olan Diyarbakır Lisesindeki çalışmaları ve Karacadağ adlı halkevi
dergisindeki faaliyetleriyle yörede tanındı. Askerliğini Manisa’da tamamladıktan sonra Aydın Ticaret Lisesine
edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi (1951). Maarif Vekâleti tarafından gönderildiği Paris’teki bir yıllık staj
sonunda Çapa Eğitim Enstitüsünde ve Yüksek Öğretmen Okulunda öğretim görevine devam etti. Bu arada
Ankara Hukuk Fakültesini bitirerek (1955-1960) kısa bir süre avukatlık yaptı. Emekli olduktan (1974) sonra
Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarında edebiyat dersleri verdi.
Yazı hayatına şiirle başlayan Ahmet Kabaklı’nın, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulundaki öğrenciliği sıra-
sında Abdülbaki Gölpınarlı’yı Yûnus Emre hakkındaki bazı görüşleri dolayısıyla eleştirdiği ilk yazısı Son Saat
gazetesinde yayımlandı (20 Kasım 1946). 1947 Mart’ından itibaren Nurettin Topçu’nun çıkardığı Hareket
dergisinde “Ayın Hercümerci” başlığı altında eleştiri yazıları yazdı. Bizim Türkiye dergisinde siyasî hiciv ve
tahlilleri, Hisar ve İstanbul gibi dergilerde şiir, deneme ve eleştirileri yayımlandı; bir şiiriyle Nurullah Ataç’ın
dikkatini çektiyse de şiirde ısrarlı olmadı. Tercüman gazetesinin açtığı fıkra yarışmasını kazanınca (1956)
derece alan diğer iki yarışmacıyla önce münâvebeli, 1957-1961 arası aralıklı, bu tarihten sonra da sürekli
olarak “Gün Işığında” başlığıyla günlük yazılar yazdı. 3 Ekim 1986’da Tercüman’dan ayrılarak kısa ömürlü bir
gazete olan Yeni Haber’de yazmaya başladıysa da Şubat 1988’de eski gazetesine döndü. Kapanmasından bir
süre önce Tercüman’dan ayrılıp (Mart 1991) Türkiye gazetesine geçen Kabaklı 19 Kasım 2000 tarihine kadar
bu gazetede yazılar yazdı.
Ahmet Kabaklı, edebiyat faaliyetlerini daha çok 1970 yılında kurucuları arasında yer aldığı ve başkanlı-
ğını yaptığı Türkiye Edebiyat Cemiyeti bünyesinde yürüttü. Bu cemiyetin yayın organı olarak Ocak 1972’de
Türk Edebiyatı dergisini çıkarmaya başladı. 1978 yılında da Türk Edebiyatı Vakfı’nın kurulmasına öncülük
etti ve ömrünün sonuna kadar bu vakfın başkanlığında bulundu. Çok sayıda ödül kazanan ve 1996’da gönüllü
kuruluşlarca “şeyhülmuharrirîn” ilân edilen Kabaklı 8 Şubat 2001’de İstanbul’da öldü ve Eyüp’te toprağa veril-
di. Türk Edebiyatı dergisinin, ölümünden sonra çıkan sayısı (Mart-Nisan 2001, sy. 329-330) Ahmet Kabaklı
ile ilgili yazılara ayrıldı.
Ahmet Kabaklı gazete yazılarında polemikçi üslûbuyla öne çıkmış, millî kültürü ve mânevî değerleri
savunarak Anadolu insanının sesi olmuş, bir dönem de adı Tercüman gazetesiyle özdeşleşmiştir. Tarihte ve
kültürde devamlılık fikrini savunan Kabaklı hânedanlar ve rejimler değişse de devletimizin tek olduğu, Os-
manlı Devleti’nin “devlet-i ebed-müddet” idealinin kendisinden önceki Türk devletlerini ve Türkiye Cum-
huriyeti’ni de içine aldığı düşüncesindedir. Ona göre İslâmiyet ve Türklük tarihte benzerine az rastlanır bir
terkip vücuda getirmiştir; bu terkibin taşıdığı zenginliklerden bugün de istifade edilmesi gerekir. Türkler
çeşitli kültürlerle temas ederek bugüne kadar gelmiş, ancak kendi kültürlerini koruyup Türk kalmayı başar-
mışlardı. Dünyaya hâkim bir ruh ve fetih zihniyetiyle bakan eski Türkler, diğer kültürlerden sadece gerekli ve
faydalı gördüklerini alarak bunlara kendi damgalarını vurdukları için Türk kültürü yakın zamanlara kadar
orijinalliğini korumuştur. Tanzimat’tan sonra bu ruhun kaybedilerek Avrupa kültürlerine aşağılık duygusuy-
la yaklaşılması yabancılaşmaya, kültür alanında sömürgeleşmeye ve bir kültür ikiliğine yol açmıştır.
Eserleri: Kabaklı’nın hepsi de İstanbul’da yayımlanmış çok sayıda eseri bulunmaktadır.
Edebiyat Tarihi: “Türk Edebiyatı” (I, 1965; II-III, 1966; çok sayıda baskısı yapılan eserin 9. baskısı [1991]
beş cilt olarak yayımlanmış, IV. cilt şiire, V. cilt hikâye ve romana ayrılmıştır).
25