Page 40 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT TDE
P. 40

TÜRKÇE                                   Paragrafta Anlam                                 1. TEST



        5.   Hepimiz edebiyatın ne olduğunu biliriz ancak edebiya-  7.   Yazar  -  eser  incelemelerinde  edebiyat,  psikolojiden
            tın her türünü kapsayacak bir tanım bulabilir miyiz veya   yöntem açısından yararlanırken edebî eserlerin insan
            böylesi  bir  tanım  var  mıdır?  Edebiyatın  ne  olduğunu   ruhuna etki edebilmesi sebebiyle psikoloji de edebiyat-
            kapsamlı  bir  şekilde  ifade  ettiğini  düşündüğümüz  her   tan araç olarak yararlanır. Hatta edebiyatın psikolojide
            tanımın  karşısına  onun  sınırlarını  zorlayan  bir  edebi-  tanımlanan bazı belirtilere isim verdiği dahi bilinmekte-
            yat yapıtı mutlaka çıkacaktır. Edebiyatın ne olduğu, ne   dir. Sanat eserlerinin güzelliği, çokluğu, ihtişamı karşı-
            olmadığı tartışması yeni değildir şüphesiz. Bu tartışma
            Platon’un ideal devletinden şairleri dışlaması ile başlar   sında kendinden geçme, aşırı hayranlık duyma olarak
            ve günümüze değin uzanır.                          tarif edilen Stendhal Sendromu, adını 19. yüzyıl Fransız
                                                               edebiyatının ünlü yazarı Stendhal’dan alır. Bu belirti, 19.
            Bu parçada aşağıdakilerin hangisi vurgulanmaktadır?  yüzyıldan itibaren özellikle Floransa sanatı karşısında
                                                               başı dönen ve bayılan insanlar olmasına rağmen ancak
            A)  Edebiyat tanımına uygun olmayan birçok eser örne-  1979’da Santa M. Nuova Hastanesinde çalışan İtalyan
               ği olduğu
                                                               bir  psikiyatrist  Graziella  Magherini’nin  Floransa’da  bu
            B)  Edebiyatın  tanımının  geçmişten  bugüne  tartışma   belirtiyi yaşayan ve acil tedavi edilen yüz altı ziyaretçiyi
               konusu olduğu
                                                               gözlemlemesinden sonra isimlendirilmiştir.
            C)  Platon’un şairleri dışlamasının edebî eserleri tartışı-
               lır hâle getirdiği                              Bu parça ile ilgili aşağıda verilen yargılardan hangi-
            D)  Edebiyatın kapsamlı tanımı için bazı edebî eserlerin   si yanlıştır?
               uygun olmadığı
                                                               A)  Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
            E)  Edebiyatın  ne  olduğunu  edebiyatçıların  bile  tam   B)  Tanımlamaya yer verilmiştir.
               olarak kavrayamadığı
                                                               C)  Sayısal verilerden faydalanılmıştır.
                                                               D)  Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
        6.   Hafıza, unutma ile unutmama eylemleri arasında duran   E)  Yazar ile anlatıcı aynı kişidir.
            ince bir çizgidir ve toplum içerisinde süregiden düzenin
            kurallarını, toplumların geleneklerini, bireylerin alışkan-
            lıklarını ve benzeri birçok unsuru geçmişten geleceğe
            taşıyarak  önemli  bir  görev  üstlenir:  Devamı  sağlama.   8.   H.M. Hoenigswald; dilde değişmenin çeşitli fiziki, teknik
            İnsanlar yapıları gereği sosyal varlıklardır ve bu neden-  ve toplumsal gelişmeler sonunda yok olan ya da yeni
            le bir arada yaşama ihtiyacı duyarlar. Bir arada yaşayan
            insanlar, bitmek bilmeyen bir paylaşım sürecinin aktör-  yaratılan tek bir ögeye indirgenemeyeceğini, dil değiş-
            leridir; yemeklerini, mekânlarını, sevgilerini, nefretlerini   mesi gibi görünen bu değişikliğin esasta dil değişmesi
            ve anılarını paylaşırlar. Bütün bu paylaşım süreci içe-  olmadığını  söylemektedir.  “Dizgin”  sözcüğünün  atın
            risinde oluşturdukları ortak dil ile sürekli olarak birbir-  toplum hayatımızdan yavaş yavaş kalkması ya da az
            leriyle konuşurlar, süregiden hayat içerisindeki önemli   kullanılması nedeniyle dilde artık yok oluşuna karşılık
            değişiklikleri birbirleriyle paylaşırlar ve kolektif hafızayı   “dizginleri  koparmak,  dizginleri  gevşetmek,  dizginleri
            oluştururlar. Kolektif hafızanın şekillendiği ve aktarıldığı   ele vermek” gibi kimi söylemlerde geçmektedir. “Dizgin”
            birçok ortam vardır ve edebiyat da bu ortamın güçlü bir   sözcüğünün tek başına dilde yok olması değil, "dizgin"
            unsurunu teşkil eder. ----.
                                                               ile  ilgili  söylemlerin  dilde  yok  oluşu  önemlidir.  Eski
            Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa-    Türkçede  “uyumak,  uyuklamak”  anlamında  kullanılan
            ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?               “ılmak” sözcüğü ise bugün bütünüyle ortadan kakmıştır.
                                                               Hoenigswald'e göre fizik ve toplum koşullarının ortaya
            A)   Kolektif  hafızanın  “görsel,  işitsel  ve  semantik”  bir   çıkardığı yeni ögelerde daha çok yüzeydeki koşullarla
               kodlama aracılığıyla yapılandırıldığı düşünüldüğün-  ilgilenilmektedir. Oysa bu ilginin dilin yapısal dengesin-
               de yazılı ve görsel basının hafıza inşasındaki önemi   deki gelişmeye yönelmesi gerekmektedir.
               kavranabilir
            B)  Bir sanat eserinin kolektif hafıza açısından bir an-     Bu  parçadan  hareketle  aşağıdakilerden  hangisine
               lam kazanabilmesi için ortaya konan eserin toplu-  ulaşılabilir?
               mun  hem  etki  alanının  hem  de  ilgi  alanının  içine
               girmesi gerekmektedir                           A)  Sözcüklerin  söylem  içinde  birbiriyle  olan  ilişkisine
                                                                  ve bunlardaki değişmelere odaklanmak gerekir.
            C)  Bireysel  hafızaya  ek  olarak  boyutu  nazarında  bir
               çift insandan milyonlara kadar değişen insan grup-  B)  Dil değişimine yol açan etkenler bilimsel, teknolojik
               larının ortak şemalarını oluşturan kolektif hafızaları   ya da toplumsal gelişmeler sonucunda ortaya çıkar.
               vardır
                                                               C)  Dil bilimciler yüzeysel toplumsal koşullara değil bu
            D)  Hafızanın muhafaza edildiği ilk hafıza mekânı keli-  koşulları ortaya çıkaran olaylara odaklanmalıdır.
               melerdir ve insanlar bilgilerini ve anılarını kelimeler-
               le sabitleyip saklarlar                         D)  Kullanılmayan  sözcükler  ortadan  kalksa  bile  söy-
                                                                  lemler içinde varlığını sürdürmeye devam eder.
            E)   Edebî metinler sayesinde toplumun belleğinde yer
               alan olaylar, hatıralar canlı tutulur ve kuşaktan kuşağa   E)  Sözcükleri  oluşturan  seslerdeki  küçük  değişimler,
               aktarılır.                                         dilde değişimi açıklamak için yeterli değildir.



                                                                                                                                                                      39
                                                       38                                                                                                             39
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45