Page 29 - Osmanlıca 10 (Tüm Kitap)
P. 29
BİRİNCİ ÜNİTE 27
Okuma Metni
UKBÂDAN DÜNYAYA HABER
Mezar taşlarına ömrünü vakfeden Fazıl İsmail Aya-
noğlu tarihî mezar taşlarının önemini şu cümlelerle dile
getirir: “Ortada mevcut yüksek sanat abidelerimiz
olmasaydı bile mezarlıklarımızda bulunan nihayetsiz
eserler, bu milleti medeniyet göklerine çıkarmaya kâfi
gelirdi.” Ayanoğlu hocaya hak vermemek elde değil,
elhak doğrudur. Nitekim Rahmetli Süheyl Ünver, Nihad
Sami Banarlı gibi büyüklerimizin de bu görüşü destekler
mahiyette çok manidar tespitleri vardır.
Gerçekten de tarihî mezar taşlarımız biyografi, hat
sanatı, bezeme sanatı, taş oymacılığı, edebiyat tarihi,
sosyoloji, antropoloji gibi daha birçok alanda bizle-
re önemli kaynak sağlayan hiçbir yerde ulaşamaya-
cağımız belgelerdir. İnsanımızın duygularını derinden
etkileyen ve kaçınılmaz gerçek olan ölüm, mezar taşı
kitabelerinde; ayet-i kerime, hadis-i şerif, vecize, ata-
sözü, nesir, şiir, temenni ve dua olarak yankı bulmuş;
milletimizin hissiyatına asırlardır bu kitabeler tercüman
olmuştur.
Bizim medeniyetimiz, dili olan bir medeniyettir. Bu dil
esas itibarıyla vahiy merkezlidir. Beşikten mezara ka-
dar hayatın bütün alanlarını ve hatta ahiret hayatını
ihata eder. Her duruma, olgu ve olaya dair söyleye-
ceği mutlaka bir şey vardır.
Eski mimarimize göz attığımızda çeşme, cami,
medrese, türbe, tekke, şifahane, imarethane, kütüp-
hane, çarşı ve benzeri yapıların uygun bir yerinde,
işleviyle ilgili kitabelere rastlarız. Mesela tarihî çeşme-
leri incelediğimizde aşağıda zikredeceğimiz iki ayet-i
kerimeden birini veya ikisini birlikte sıkça görürüz: “Ve
cealnâ minel-mâi külle şeyin hayy. / Hayatı olan her
şeyi sudan yarattık.” (Enbiya 30.) “Ve sekâhum rab-
buhum şarâben tahûrâ. / Rableri onlara tertemiz bir
içecek içirecektir.” (İnsan, 21.) İşte kütüphanelerimi-
zin giriş kapısını süsleyen manidar bir yazı: “Fîhâ kutu-
bun kayyimeh. / O sahifelerde dosdoğru hükümler
vardır.” (Beyyine, 3.) Yine birçok camimizin ana giriş
kapısında esenlik veren bir yazı daha: “Udhulûhâ bi
selâmin âminîn. / Oraya güven içinde, esenlikle gi-
rin!” (Hicr, 46.)