Page 77 - Sosyoloji 2 | 1.Ünite
P. 77
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEDE LAİKLİK
KAVRAMLAR DERSE HAZIRLIK
• Atatürkçü düşünce 1. Atatürk’ün ilkelerinden biri olan laiklik, benimsenip uygulanmasaydı neler yaşana-
sistemi bilirdi? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
2. “Laiklik, demokrasinin temelidir.” sözünden anladıklarınızı paylaşınız.
ATATÜRK’ÜN LAİKLİK HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Laiklik ilkesi, Türk İnkılabı’nın temel taşı olarak kabul
edilmektedir. Laikliğin en önemli unsuru, din ve vicdan BİLİYOR MUYDUNUZ?
hürriyetidir. Atatürk bu unsuru şu sözleriyle ifade eder:
Ülkemizde 18. yüzyılda başlayan yenileşme
“Vicdan hürriyeti mutlak ve taarruz edilmez, ferdin tabii
hareketleriyle birlikte;
haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.” “Din ve mez- Toplumsal yaşayışta ve devlet düzeninin iş-
hep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir leyişinde ikili bir durumun ortaya çıktığını, bir
kimseyi ne bir din, ne de mezhep kabulüne zorlayabilir.” yanda İslam dininin gereklerine öte yanda çağ-
Laikliğin diğer önemli bir özelliği devlet yönetiminin daşlaşma amacıyla Batılı anlayışa göre uygula-
din kurallarına göre değil toplum ihtiyaçlarına, akla, bilime, malar yapıldığını,
İslam dininin gereklerine göre öğretim ya-
hayatın gerçeklerine göre yürütülmesi, yani din ile devletin
pan medreselerin yanında çağdaş eğitim anla-
ayrılmasıdır. Atatürk, Türk İnkılabı’nın amacını açıklarken yışına göre kurulmuş okulların açıldığını,
diyor ki: “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların
Hukuk alanında da hem İslam hukukuna
gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uy-
göre yargılamaların yapıldığını hem de çağdaş
gun ve bütün mana ve biçimiyle medenî bir toplum hâline hukuk anlayışına göre kurulmuş mahkemelerin
ulaştırmaktadır. İnkılâplarımızın temel prensibi budur.” görev yaptığını,
Atatürk’e göre, din bir vicdan işidir. Herkes vicdanının Bu ikili durumun Kurtuluş Savaşı’nın sonuna
emrine uymakta özgürdür. Dine, düşünceye saygı gösteril- kadar sürdüğünü,
melidir. Fakat din işlerini millet ve devlet işlerine karıştır- 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat
Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laikleşme
mamak gerekir. Laiklik konusunda Atatürk şunları söyle-
yolunda önemli adımlar attığını,
miştir: “Kişi, her istediğini düşünmek, istediğine inanmak,
1928’de çıkarılan yeni bir yasayla Anaya-
kendine göre bir siyasi fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin
sa’nın ikinci maddesinde yer alan “Türk Devle-
şartlarını yerine getirmek veya getirmemek hak ve hürriye- ti’nin dini, İslam dinidir.” cümlesinin çıkarıldığını,
tine sahiptir.” Atatürk, din ve devlet işlerinin ayrı olması 1933’te okul programlarından çıkarılan din
konusunda da şunları söylemiştir: “Din, daima siyaset aracı, derslerinin 1949’da ilköğretim, 1956’da ortaöğ-
menfaat aracı ve baskı aracı yapılmıştır. Fakat biz din işlerini retim programlarına “seçmeli ders” olarak yeni-
devlet ve millet işleri ile karıştırmamaya çalışıyoruz.” den konulduğunu,
Din derslerinin 1982 Anayasası’yla ilk ve or-
Yeni Türk devleti kurulduktan sonra, art arda kabul edi-
taöğretim kurumlarında zorunlu dersler arasına
len birçok yasayla devlet ve hukuk düzeni laikleşmiştir. 3 girdiğini biliyor muydunuz?
Kasım 1924’te Şer’iye Mahkemeleri, 30 Kasım 1925’te tek- www.e-dergi.atauni.edu.tr
ke ve zaviyeler kapatılmış, 1 Kasım1922’de saltanat kaldı-
rılmış, 10 Nisan 1928’de Anayasa’dan dinle ilgili maddeler çıkartılmış ve 5 Şubat 1937’de laiklik ilkesi ilk kez
Anayasa’da yer almıştır.
Ülkemizde laikleşmenin bir başka önemli boyutunu da hukuk alanında gerçekleştirilen köklü değişiklikler
oluşturur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği yeni yasalarla (Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Ka-
nunu vb.) hukuk, laiklik ilkesiyle temellendirilmiştir.
Eğitimle ilgili olarak da 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu doğrultusunda laiklik temelinde bir eği-
tim politikasının izlenmesine başlanmıştır. Yine 1924 Anayasa’sında “Laik bir devlette, devletin politik yapısını,
hükûmet ve idarenin işleyişini, toplumun yaşayışını düzenleyen kanun ve kuralları, dinî prensipler değil; akıl,
mantık, ihtiyaç ve yaşamın gerçekleri tayin eder.” denilmektedir.
Laik devlet; hiçbir dine üstünlük tanımadığı gibi bu dinlere mensup olanlar arasında ayrım yapmamayı da
amaçlar. Hangi dine mensup olursa olsun, bütün vatandaşlar; temel hak ve özgürlüklere eşit olarak sahiptir.
Laik devlet anlayışı, din ve vicdan özgürlüğü ile bir arada yürür, bu da toplumsal barışa önemli katkılar sağlar.
www.atam.gov.tr
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEDE LAİKLİK 87