Page 75 - Sosyoloji 2 | 1.Ünite
P. 75
DİN VE LAİKLİK
KAVRAMLAR DERSE HAZIRLIK
• Laiklik 1. Laiklik hakkında neler biliyorsunuz? Görüşlerinizi paylaşınız.
• Vicdan 2. Din ve vicdan özgürlüğünün toplumsal yaşamdaki önemi hakkında neler söyleye-
bilirsiniz?
TOPLUMSAL YAŞAMDA DİN VE LAİKLİK
Laikliğin sosyolojik anlamı, dinin toplumsal hayatta-
ki etkisinin en aza indirilmesini, toplumun büyük ölçüde BİLİYOR MUYDUNUZ?
“sekülerleşmesini” (dünyevileşmesini) ifade eder. Bu durum
toplumsal yapı ve ilişkilerde insan aklı ve yaşama pratiği- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24. mad-
nin temel olması, dinî, mistik ve irrasyonel unsurların ikinci desinde “Kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere
katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya
plana düşmesi demektir.
zorlanamaz, dinî inanç ve kanaatlerinden dola-
Siyasal toplumun örgütlenmesinde Batı düşünce ve yı kınanamaz ve suçlanamaz.” dendiğini biliyor
uygarlığının ürünü olan laiklik, Avrupa tarihinde yaşanan muydunuz?
kilise-devlet mücadelesinin/çatışmasının bir ürünüdür. www.tbmm.gov.tr
Başlangıçta siyasal iktidar sorunuyla doğrudan ilgisi gö-
zükmeyen Hristiyanlık, zamanla kilisenin hiyerarşik bir
örgütlenme hâline gelmesiyle birlikte, kendi devlet ve toplum felsefesini oluşturmuştur. Orta Çağ’ın sonlarına
doğru siyasal iktidarın laikleşme sürecini hızlandıran en önemli gelişme dünyevi iktidarın bağımsızlığını meş-
rulaştıran öğretiler geliştiren düşünürler olmuştur. Bu noktada kilisenin baskısına karşı kilisenin hâkimiyetini
azaltarak siyasal iktidarın boyunduruğu altına sokup, siyasetin özerkliğini ve bunun uzantısı olan devletin birli-
ğini kuramlaştırarak modern anlamda devlet kavramının düşünülebilmesine ve sistemleşebilmesine katkı yapan
düşünceler geliştirmişlerdir. Bu düşüncelerin etkileri sonucunda laik modern devlet Avrupa’da 16-17. yüzyılda
somutlaşmıştır. Buna göre kurumsallaşmış siyasal iktidar, meşru olabilmek için artık dışsal ya da aşkın bir güce
ihtiyaç duymaz. Devlet meşruluğunu kendisinden alır, daha doğru ifadeyle devlet direkt olarak meşru bir ze-
mindir. Görüldüğü üzere Batı dünyasında laiklik; kilise ile dünyevi-siyasi otoriteler arasındaki mücadelenin,
bir başka deyişle Hristiyan dinî geleneğinin tarihsel pratiğinin sonucudur. Laiklik, bir öğreti olarak Hristiyan
dininin, dinî-siyasi alan ayrımı yapmasından çok, tarihsel süreçteki örgütlenmesinin ve iktidar mücadelesinin
sonucudur.
Türkiye’de laikliğin siyasi ve hukuki anlamda kurumsallaşması esas itibarıyla Cumhuriyet Dönemi'n-
de gerçekleşmiş olmakla birlikte Osmanlı Devleti’nden alınan miras da belli açılardan etkili olmuştur. Türk
toplumunda 19. yüzyıl boyunca, siyasal alanda yapılan çeşitli düzenlemeler, Cumhuriyet’e kadar devam eden
modernleşme ve laikleşmenin ilk yapısını oluşturur. Tek taraflı laik düzenlemelerin toplumda bir karşılığının
bulunmaması, kendi felsefesini geliştirememesi, bunun siyasi laiklikle sınırlı kalmasına yol açmıştır. Ancak, bu
sınırlılıklara rağmen Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte laiklik prensibi devletin anayasal temeline yerleştirilmiştir.
Bizzat anayasanın lafzına göre laiklik veya “laik Cumhuriyet”, Türkiye’nin sosyopolitik sisteminin en önemli
unsurudur. Cumhuriyet Dönemi özellikle tek partili dönem sonrası en çok tartışılan sorun alanlarından birisi
din-siyaset ilişkisi ve bu bağlamda laiklik konusu olmuştur. Farklı kesimler, çeşitli kişi ve gruplar bu kavram-
lardan farklı şeyleri anlamakta, laikliği farklı tanımlamaktadırlar. “Dini siyasete alet” ederek laikliğin ortadan
kaldırılmaya çalışıldığı iddiası, demokratik siyasal süreci kesintiye uğratan otoriter müdahalelerin laikliği ko-
rumak adına yapılması çoğunlukla laikliğe atıfla yapılarak gerekçelendirilmiştir. Laiklik kavramı Türkiye’deki
siyasi kutuplaşmanın etrafında şekillendiği temel kilit kavramlardan birisi olmuştur. Türkiye’de tarihsel süreçte
laikliğin din karşıtlığı anlamında dar bir çerçevede kullanılması da bu kutuplaşmanın temelini oluşturmuştur.
dergipark.gov.tr
DİN VE LAİKLİK 85