Page 38 - Tarih 11 | 1.Ünite
P. 38

1. ÜNİTE





                  Ç
                      Balkanlara Seyahat
                      26 Ocak 1699’da hâlen Sırbistan’da bulunan Sremski Karlovci (Sremsi Karlofsi) kasabasında
                      sadece Osmanlı’nın değil Avrupa tarihinin en önemli antlaşmalarından biri imzalanmıştı.
                      Bu antlaşma, Osmanlı Devleti ile Hristiyan kuvvetler arasında, ilk defa 1648 Westfalya
                      Antlaşması’nda tespit edilen diplomasi kurallarına göre cereyan etti. Antlaşmanın yapıldı-
                      ğı Sremski Karlovci’de müzakereler bir büyük çadırda yapılmıştı. Sonra bu çadırın yerine
                      yapılan kilisede Türklerin antlaşma mekânına girdikleri kapı olan doğu kapısı örülmüş ve
                      Türklerin bir daha bu kapıdan girmemesi niyaz edilmişti.
                      “1972 yılının Haziran ayında elimde bavullarla Venedik-Dubrovnik seferini yapan Yugoslav
                      vapurundan indim. Dubrovnik şahaneydi. İki gün sonra köylülerle dolu bir trenle Travnik’e,
                      sonra Saraybosna’ya adım attım. Yollarda insanlarla sohbet ediyordum ve herkes kitap
                      bavulumu taşımaya yardım ediyordu. Saraybosna muhteşemdi ve adeta Balkanların Bur-
                      sa’sıydı. Ardından Belgrad’a geldim ve burada insanlarla konuştuğum zaman fısıltı gaze-
                      tesinden çok şey öğrendim.
                      2009 yılında Sırbistan’ı yeniden gördüm. Avusturya-Alman İmparatorluğu ile Osmanlı Tür-
                      kiyesi arasındaki meydan savaşları, bütün abideleriyle ortadadır.  Salankemen’de,  Zenta’da
                      ve Petervaradin’de savaşları gösteren abideleri Avusturyalılar dikmiştir. Sırpların Türko-
                      lojisi güçlüdür. Türk üniversitelerinde de Sırpçayı ve Sırp tarihini yakından araştırmak ve
                      öğretmek önemlidir.
                      Bugünkü Sırbistan, Osmanlı tarihinin en muhteşem sahifeleri ile doludur. İhtişam trajedi-
                      yi de içerir ve sadece yenilgide değil zaferde de trajedi vardır. Türbesi Belgrad Kalesi’nde
                      olan Damat Ali Paşa ile Osmanlının âlim sadrazamlarından Köprülü Fazıl Mustafa Paşa,
                      1683-1699 arasındaki savaşlarda şehit düştüler. Biri Petervaradin’de öbürü Salankemen’de…
                      Osmanlı Dönemi’nde Sırbistan’a başkentlik yapan Semendire’ye de uğradım. Semendire
                      Kalesi yeniden yapılırken İstanbul surlarının örnek alındığı çok açık. Tuna kaleleri coğrafi
                      konumu, mimari güzellikleriyle gezip görmeye değer ve her kalenin etrafında Osmanlı Bal-
                      kanlarının trajik bir sahifesi yatıyor. Tuna kalelerini övünmek için değil ama tarihi anlamak
                      için görmek gerekir. Tuna Nehri, çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyumdur.”
                                                     İlber Ortaylı, İlber Ortaylı Seyahatnamesi, s.112’den düzenlenmiştir.


                      Aşağıdaki soruları metinden yola çıkarak cevaplayınız.

                      1. Yazar hangi antlaşmadan bahsetmektedir?
                      2. Bu antlaşmanın sadece Osmanlı’nın değil Avrupa tarihinin en önemli antlaşmalarından
                        biri olmasının nedenleri nelerdir?
                      3. Antlaşmanın yapıldığı Sremski Karlovci’deki büyük çadırın yerine bir kilise inşa edilme-
                        sinin nedenleri nelerdir?
                      4. Çadırın yerine yapılan kilisenin doğu kapısının örülerek Türklerin bir daha bu kapıdan
                        girmemesinin niyaz edilişinin nedenleri neler olabilir?
                      5. Yazar seyahate çıkarken kitap bavulunu niçin götürmüş olabilir?
                      6. Yazar Saraybosna’yı niçin Bursa’ya benzetmiş olabilir?
                      7. Sırbistan’ın, Osmanlı tarihinin en muhteşem sahifeleri ile dolu olmasının nedenleri ne-
                        lerdir?
                      8. Yazarın Tuna Nehri’ni çağdaş Türk tarihinin akıp geçtiği önemli bir podyuma benzetme-
                        sinin gerekçeleri neler olabilir?


             46
   33   34   35   36   37   38   39