Page 34 - T.C. İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük | 1.Ünite
P. 34

20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA






                                                                        Aradaki Fark
                                                4 Şubat 1919 tarihinde Alemdar gazetesinin yazarlarından Refii Cevat (Ulu-
                                                nay) M.Kemal Paşa ile Şişli’deki evinde bir görüşme yapar. Refii Cevat bu
                                                görüşmeyi şöyle aktarır: “Sorularımı bitirip veda etmek üzere ayağa kalktı-
                                                ğımda dedi ki:

                                                -Biraz daha oturunuz lütfen.
                                                -Soracağınız sorular bitti mi?

                                                -Bitti Paşam.

                                                -Bu vatan içine düştüğü bu felâketten nasıl kurtarılır, istiklâline nasıl kavuş-
                                                turulur? diye bir soru sormanızı beklerdim.

                                                -Af buyurunuz Paşa hazretleri, bugün içinde bulunduğumuz bu şartlardan
                                                bu vatanın kurtulmasını en uzak ihtimalle dahi mümkün görmediğim için
                                                böyle bir soru sormadım.

                                                -Siz gene de böyle bir soru sormuş olunuz, ben de cevabımı vereyim, fakat
                                                yazmamak şartıyla.

                                                -Zatıalinizi dinliyorum Paşa hazretleri.

                                                -Bakınız Cevat Beyefendi, sizin imkânsız gördüğünüz kurtuluş yolları vardır.
                                                Bugün herhangi bir teşkilâtçı Anadolu’ya geçer de milleti silâhlı bir direni-
                                                şe hazırlarsa bu yurt kurtarılabilir. Heyecanlanmıştım. Birinci Dünya Savaşı
                                                süresince gücümüzü öylesine tüketmiştik ki elimizde hiçbir şey kalmamıştı.
                                                Harplerden sağ kalanların ise ayakta duracak hâlleri yoktu.

                                                -Nasıl olur Paşam? diye yerimden fırladım. Paşa sakindi:

                                                -Aklınızdan geçenleri tahmin ediyorum, dedi; doğrudur. Görünüş tamamen
                                                aleyhimizde. Ama düşmanlarımız olan bu büyük devletlerin bir de iç yüzleri
                                                var.
                                                -Nasıl Paşam.

                                                -Anlatayım. Siz sanıyor musunuz ki, savaşı kazanmakla müttefikler arala-
                                                rındaki bütün sorunları çözmüşlerdir. Aralarındaki asıl rekabet şimdi başla-
                                                yacaktır. Asırlarca birbirleriyle boğuşan Fransızlarla İngilizleri ortak düşman
                                                tehlikesi birleştirdi. Şimdi o eski rekabet bıraktıkları yerden tekrar başlaya-
                                                caktır. İtalya’nın da başı dertte. Onlar da her an bir iç karışıklık yaşayabilirler.
                                                Sonuçta, Anadolu’da başlayacak bir millî direnişle hiçbiri mücadele edecek
                                                durumda değildir. Böyle bir mücadelenin tam sırasıdır.

                                                -Paşam, millî direniş... Güzel, ama neyle? Hangi askerle, hangi silâhla, han-
                                                gi parayla? Malesef Paşam, kupkuru bir çölden farksız oldu bu güzel va-
                                                tanımız.
                                                -Öyle görünür Refii Cevat Bey, öyle görünür. Ama çölden bir hayat çıkar-
                                                mak lâzımdır. Çöl sanılan bu âlemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, Türk
                                                milletidir. Eksik olan şey teşkilâttır. Bu teşkilât organize edilebilirse vatan da
                                                millet de kurtulur.

                                                O günlerde, o şartlar içinde İstiklâl Mücadelesi’ne atılıp Türkiye’yi kurtar-
                                                maktan söz edenlere karşı herkes benim gibi düşünürdü. O günlerde böyle
                                                düşünen tek adam oydu; tek adam ATATÜRK’TEN ANEKDOTLAR, T.C. Genel
                                                Kurmay Başkanlığı, s. 13-14. (Kısaltılmıştır.)




                       İtilaf Donanması İstanbul’a demir attı.                  Paris Barış Konferansı toplandı.

                                       1918                                                    1919
               50
   29   30   31   32   33   34   35   36   37