Page 23 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 1.Ünite
P. 23
Giriş
ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI
1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Resim, heykel, mimari ve müzik eserlerinin kendine özgü dili vardır, ancak hepsinin ayrıca konuş-
ma ve yazma dillerine ihtiyaç duydukları görülür. Bu noktada hepsinin gündemine edebiyat girer. Bir
sanat eserinin kendi diliyle anlattıklarının ayrıca anlatılması için yazı ve konuşma dillerinin aracılığına
ihtiyaç duyulur.
Eleştirmenler sanat eserlerini yazı ve konuşma diliyle inceler. Eserin çıkış noktası, örgüsü, nelerden
etkilendiği, neleri etkilediği dil aracılığıyla sergilenir.
Klasik tanımlamalarda edebiyat da güzel sanat eserleri kapsamındadır. Edebiyatın dışındaki sanat
eserlerinde açıklamaya muhtaç gözlemler daha çok barınır. Edebiyat kültürü bu gizlerin çözülmesin-
de önemli bir etken olsa gerek.
Bütün sanatlarla ilgili sohbetlerde devrede olan dildir. Dilin inceliklerini özümsemiş birinin ağ-
zından anlatılan bir resim, bir heykel, bir mimari eser layık olduğu yeri bulur. Sanat söyleşilerinin ana
öğesi dil olduğuna göre, edebiyatın yetkinleştirdiği dil de bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak
düşünülebilir.
Diğer yandan bir şairin bir tablodan esinlenerek şiirler yazması, bir ressamın bir şiirin imgelerin-
den etkilenerek resim yapması, bir müzisyenin yazılı bir eserden yola çıkarak yeni bir eser vücuda
getirmesi gibi durumlar hep olagelmiştir.
(...)
Süleymaniye ve Selimiye camilerinin edebiyatımızda şiirlere kaynaklık ettiğini de biliyoruz. Yahya
Kemal’in “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirini okuduğumuzda, bu mimari eserin farklı yönlerini ve
çağrıştırdıklarını da yeniden keşfederiz. Edebiyat ve mimari etkileşiminin güzel bir örneği olur.
Tabiat, şiirin, musikinin, mimarinin ve resim sanatının ortak esin kaynağıdır. Bütün bunların toplu-
mun genel algısında yer etmesi için yine dilin aracılığına ihtiyaç duyulur.
(...)
Sanatlar arası etkileşimin tarihi serüveninde dilin önemini görmekteyiz. Disiplinler arası etkileşim
dil ile sağlanmış, uzak kültürleri tanıma büyük ölçüde yazılı kaynaklar sayesinde oluşmuştur. Yine
minyatürün İslam sanatında yer bulması 11. yy’da antik kaynaklardan çevrilen eserler sayesinde ol-
muştur.
Yrd. Doç. Dr. Gültekin Akengin, Sanat Dalları Arasında Etkileşim ve Dil
1. Edebiyatla diğer güzel sanatların ilişkisi hakkında neler söylenebilir?
2. Bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülen unsur hakkında neler söylenebilir?
3. Edebiyatın başlangıcına ilişkin sorular, bizi, genelde sanatın başlangıcına götürmektedir. Sanatın
doğuşuysa insanın yeryüzünde var oluşuna, (...) insanın doğayla savaşımına dek uzanmaktadır.
Doğayı dönüştürmeye yönelik, yaratıcı bir çalışmadır burada söz konusu olan. Ama insan bununla
yetinmez, doğada bulunmayan nesneler yapmaya başlar. Böylece araç yapımıyla karmaşıklaşan
çalışma düzeni yeni bir bildirişme dizgesini de gerekli kılar ve dil ortaya çıkar. Araştırmacılara göre
bu dil ilk aşamada müzik ve dansla birliktedir. Başka bir deyişle ritmiktir, ezgisel bir vurgu taşır, el
kol hareketleriyle bütünlenir. İşte edebiyatın başlangıcını da bu aşamada aramak gerekmektedir.
Çünkü onun anlatım aracı dildir. Toplumsal gelişime bağlı olarak dille birlikte serpilir, türlere ayrılır.
Bu parçadan edebiyatın doğuşu ve türlere ayrılışıyla ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?
35