Page 36 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 1.Ünite
P. 36

ETKİNLİK
              9.
                      Gazap Üzümleri




                     ... Küçük bir tarlayla geçimini sürdüren, otuz dönüm üstünde yaşayıp ölen, bu otuz dönümün
                  verdiğince doyan ya da aç kalan ailelerin önünde şimdi aylak aylak dolaşacakları bir batı var.
                  İş  bulmak  için  dört  dönüyorlar,  yollardan  insan  seli  akıyor,  yol  kenarındaki  hendekler  insanla
                  dolu. Arkadan sürekli insanlar geliyor. Büyük ana yollar kımıldayan insanlarla akıp gidiyor. Orta
                  ve güneybatı bölgelerinde henüz endüstrinin değiştiremediği, makinenin kalıplaştıramadığı, özel
                  ellerdeki makinenin güç ve tehlikesini henüz kavrayamamış, tarımla uğraşan basit bir halk yaşar.
                  Endüstrinin çelişkileri içinde yetişmemişlerdir. Endüstriyle gelen yaşamın saçmalıklarını anlaya-
                  cak kadar akılları dinçtir henüz.
                     Ve sonra birdenbire makineler onları söküp attı, yollara döküldüler... Ve göçmenler yollarda
                  akıp gidiyor, açlıkları gözlerinden taşıyor, tüm gereksinimleri gözlerinden okunuyor. Ne bir düzen-
                  leri ne bir kavgaları var, yalnızca gereksinim duydukları şeyler ve bir de sayıları var. Bir kişilik iş
                  oldu mu on kişi dövüşüyordu bu iş için... Hem de daha düşük bir ücret için dövüşüyorlardı. O herif
                  otuz sente çalışırsa ben yirmi beş sente çalışırım.
                     O yirmi beş alırsa ben yirmiye yaparım.
                     Hayır, ben yaparım, ben açım. On beşe yaparım. Boğaz tokluğuna çalışırım. Çocuklar. Ah,
                  çocukları bir göreceksiniz. Küçük küçük çıbanlar çıkartıyorlar, koşup oynayacak hâlleri kalmadı.
                  Dökülen meyvelerden verdim, deli gibi atıldılar. Ben, ben küçük bir parça et için çalışırım.
                     Ve işte bu iyiydi, çünkü ücretler düşüyor, fiyatlar hep aynı yükseklikte kalıyordu. Büyük toprak
                  sahipleri çok memnundular, daha çok insan getirtmek için daha çok el ilanları gönderdiler. Ve
                  ücretler düştükçe düştü, fiyatlar hep aynı yükseklikte kaldı. Çok geçmez, yeniden kölelerimiz
                  olacak.
                     Şimdi, büyük toprak sahipleriyle şirketler yeni bir yöntem bulmuşlardı. Büyük toprak sahibi bir
                  konserve fabrikası satın alıyordu. Armutlar, şeftaliler olunca meyvenin fiyatını maliyetinin altına
                  indiriyordu. Böylelikle bir konserve fabrikası sahibi olarak kendi kendinden meyveyi düşük fiyatla
                  almış oluyor, konservelerin fiyatını ise yüksek tutup büyük kâra geçiyordu. Konserve fabrikaları
                  olmayan küçük toprak sahipleri topraklarını yitirmeye başladılar. Onların topraklarını büyük top-
                  rak sahipleri, bankalar, konserve fabrikaları olan şirketler kapıyordu. Zamanla çiftlikler azaldı. Bir
                  süre sonra küçük çiftçiler kentlere gittiler, kredilerini yitirdiler, dostlarını, akrabalarını yitirdiler. Ve
                  sonra onlar da yollara döküldüler. Yollar iş için çılgına dönmüş, gözünü kan bürümüş insanlarla
                  doldu.
                     Bankalar, şirketler kendi sonlarını hazırlıyorlardı ama farkında değillerdi. Tarlalar verimliydi
                  oysa yollar açlıktan kıvranan insanlarla doluydu. Tahıl ambarları doluydu ama yoksul halkın ço-
                  cukları kemik hastalıkları çekiyor, yetersiz beslenmekten sivilceler çıkartıyorlardı. Büyük şirketler
                  açlıkla öfke arasındaki çizginin çok ince bir çizgi olduğunu bilmiyordu. Ücretlere ödenecek para
                  gaza, silaha, ajanlara, casuslara, kara listelere ve silah kullanma çalışmalarına gidiyordu. Yollar-
                  da insanlar karıncalar gibi gidiyor, iş ve yiyecek arıyorlardı. Öfke mayalanmaya başlıyordu.
                                                                                                             John Steinbeck, Gazap Üzümleri (1939).
                                                              Gazap Üzümleri; John Steinbeck, Gazap Üzümleri, çev.Rasih Güran, İstanbul, 1968.

                     Yukarıdaki metne göre yazarın dönemin sosyal ve ekonomik şartlarına dair tespitlerini
                  tartışınız.







                                                           46
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41