Page 29 - Felsefe 11 | 5.Ünite
P. 29

5. ÜNİTE                                                                             20. Yüzyıl Felsefesi









                         Metin Analizi

               Aşağıdaki metni okuyup metinden hareketle verilen soruları cevaplayınız.
            BİLİMSEL KURAMLARIN DEĞİŞİMİ
               “Olağan bilim” deyimi, bu denemede kazanılmış bir ya da daha fazla bilimsel başarı üzerine sağlam
            olarak oturtulmuş araştırma anlamında kullanılmaktadır. Söz konusu başarılar, belli bir bilim çevresinin,
            uygulamanın sürekliliğini sağlamak üzere bir süre temel kabul ettiği bilimsel ilerlemedir.
               Aristoteles’in  “Fizik”  eseri,  Plotemy’in  “Almagest”i,  Newton’un  “Prensip  ve  Optik”  eserleri,  Franklin’in
            “Elektrik”i, Lavoiser’in “Kimya” ve Lyell’in “Jeoloji” kitapları bütün bunlar ve diğer yapıtlar, belli bir araştırma
            alanında geçerli sayılan sorunların ve yöntemlerin gelecekte uygulama yapacak kuşaklar için tanımlanmasın-
            da uzun süre hizmet gördüler. Bunu yapabilmelerini de iki canlı özelliğe sahip olmalarına borçluydular. Her
            birinin temsil ettiği başarı ya da ilerleme, rakip bilimsel etkinlik tarzlarına bağlanmış olanları çevrelerinden ko-
            parıp kendilerine çekecek kadar yeni ve benzersizdi. Aynı zamanda da çeşitli bir sorunun çözümünü, yeniden
            oluşacak bir topluluğun ilerideki çabalarına bırakacak kadar açık uçluydu yani daha da yeni gelişmelere açıktı.
               Bu iki özelliği paylaşan başarılar için bundan sonra “paradigma” terimini kullanacağım ki bu terim “ola-
            ğan bilim” deyimiyle yakından bağıntılıdır. Bunu kullanmaktaki amacım, kabul edilmiş bazı gerçek bilimsel
            uygulama örneklerinin -yasa, kuram, uygulama ve bilimsel araçların hepsini kapsayan örneklerin- iç tutar-
            lığına sahip tikel araştırma geleneklerinin kaynaklandığı birer model olduklarını göstermektir. Tarihçinin
            Plotemy (yahut Kopernik) Astronomisi, Aristoteles (yahut Newton) Dinamiği, “nesnecik optiği” veya “dalga
            optiği” vs. başlıkları altında betimlediği de sözünü ettiğim bu geleneklerdir.
               ...
               Özellikle bu kardeş iki kavramın (paradigma ile olağan bilim) ikisini de açıklığa kavuşturarak, bir gözle-
            me işaret ederek paradigmalar olmadan da ya da en azından yukarıda bahsettiklerimiz kadar bağlayıcı ve
            tartışmaz paradigmalar olmadan da bir tür bilimsel araştırma yapılabileceğini söylemeliyiz. Aslında paradig-
            manın kurulması ve bu sayede daha kapalı ve uzmanlaşmış araştırma yapılabilmesi, herhangi bir bilimsel
            dalın gelişmesinde olgunlaşmanın göstergeleridir.
               …
               Bilim adamlarının da esas amacı zaten yeni kuramlar icat etmek olmadığı gibi başkaları tarafından icat
            edilenlere de pek anlayışlı davranmazlar. Olağan bilimsel araştırma bunun yerine paradigmanın daha bastan
            temin ettiği görüngü ve kuramların ayrıştırılmasına yönelmiştir.
                                                                   Thomas S. Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı
               1- Metinde kırmızıyla yazılan kavramlarla ne anlatılmak istenmiştir?




               2- Metinde altı çizili yerde belirtilmek istenen düşünce nedir? Açıklayınız.





               3- Paradigmanın kalıcı olmasını sağlayan etmenler nelerdir?






               4-  Kuhn’a göre bilimsel alana yönelik etkin paradigmanın değişmesi ne gibi sonuçlar doğurur?
                 Değerlendiriniz.













                                                                                                              145
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34