Page 107 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 107

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         52      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          4. ÜNİTE    : DESTAN/EFSANE > Destan
          Kavram      : Millî, Manevi Değerler; Mitolojik Ögeler
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme Becerisi
          Alan Becerileri  : Yazma Becerisi

          Çalışmanın Adı           DESTANLARIN OKUYUCUSUNA KATTIĞI DEĞERLER                      20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Destanların milletler açısından önemini açıklayıp destanlardaki millî ve manevi değerleri tespit edebilme.


          Yönerge: Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.

                                              MANAS DESTANI
          (…)
          O zaman Cakıp (Yakup) şöyle dedi: “Halkım! Bir acayip rüya gördüm, rüyamda böyle bir iş gördüm.
          Ala Dağ’da dolaşıyordum. Bir kuş yakaladım. Kuşun ötmesi çok değişikti. Kuyruğu ve başı parlıyor-
          du, gagası çelik, ayağı hançer idi. Uçurduğum zaman göğün altını, kara yerin üstünü karıştırdı, gök-
          teki kanatlılar, yerdeki ayaklılar ona karşı gelemediler, hiçbiri kurtulamadı. Halkım rüyamı yorunuz.
          Bunun tabiri nedir?” Oturanların hiçbirinden ses çıkmazken, aksakallı, görmüş geçirmiş Bay Cigit,
          Cakıp’ın rüyasını iyiliğe yordu.
          (…)
          Ziyafet yapıldı ve geçti. Ertesi gün, Cakıp’ın avulundakiler gökte insan vücuduna benzeyen bir so-
          ğuk kara bulutun yeryüzünü kapladığını gördüler. Kadın Şaman, bahşı ve gözü açıkların tarifine göre
          bu kötü haberin işareti idi. Nihayet söylenenler doğru çıktı, kötülük avula çabucak geldi.
          (…)
          Askerler avuldaki sütten kesilmemiş bebeklerden, yaşı on yediye kadar olan çocukların hiçbirini
          bırakmadan at gibi dizip adını sorarak saydılar. Han avulunu yağma ettiler.
          (…)
          “Kırgız kardeşler, önce birbirimize düşman olmuştuk. Şimdi huyunuzu, savaşçı olduğunuzu, kahra-
          manlığınızı gördük. Sizinle bir millet olalım. Bizi akrabalığa kabul ettiniz.” “İyi ise uzaktaki akra-
          badan yakındaki komşu iyidir. Artık kimin kim olduğunu öğrendik.” dedi Cakıp. Akbalta: “Aksakal
          haklıdır.” diyerek kabile reislerini, ileri gelenleri ak otağa davet ederek “Şimdi Mançular ve Kalmuk-
          larla akraba olduk. Yurdumuz bir, ocağımız bir, yaylamız bir, törelerimiz bir, takdirimiz bir oldu.”
          dedi.
          (…)
          Kinin varsa, mertçe, yiğitçe savaşarak yenin, mala mülke aldanmayın, dünya perest olmayın. Mal
          toplamak er işi değil! Kızgınlığı yatışmamış Manas bağırdı: "Mal lazımsa benden alın. İstediğiniz
          kadar alabilirsiniz."
          (…)
          “Bundan sonra kökümüz bir, parolamız aynı oldu Manas. Genç olsan da kahramanlığına diyeceğimiz
          yok, yetişmişsin. Sen yalnız Cakıp’a ya da Kırgızlara değil, Altay’daki bizim gibi ufak, dağınık halk-
          lara da gereklisin. Erkeğin yanında disiplinli bir ordunun bulunması lazım. Yalnız ağaç, göze çarp-
          maz. Uygun görürsen her kabile reisi kırk aileden kırk oğlu çıkarıp sana can yoldaşı olarak verelim.
          Sen kendine yakışan uşakları hizmetine al. Onlar her işte senin yanında olsun, ölümde beraber iman
          bir olsun, onlar senin kölelerindir. Onlar kuvvetli olursa sen çınar gibi olursun! Ağabeyim Künös
          pehlivanın intikamını Neskara’dan aldın.
          (…)
                                                                            Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi I-II
                                                                         (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
          Kelime Dağarcığı:
          avul: Ağıl. Bahçelerin etrafına ağaç ve ince dallardan yapılan çit, engel. bahşı: Şair.








          104
   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112