Page 135 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 135

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         66      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          7. ÜNİTE    : ANI (HATIRA) > Anı > Anı
          Kavram      : Anı
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme Becerisi
          Alan Becerileri  : Yazma Becerisi

          Çalışmanın Adı                           ANI VE GERÇEK                                 20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Anların hayata dokunduğu noktaları fark edebilme.


          Yönerge: Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.

                                                 ÇANKAYA
          (…)
          — Geceyi olduğumuz yerde geçirelim,
          dedi. Arabadaki battaniyeyi toprağa ser-
          diler. Bu arkadaşının yatağı idi. Kendisi
          açık otomobilin içinde uyumaya çalıştı.
          Gün aydınlığında yeniden yola düzül-
          düler. Kâzım Karabekir ve yanındakiler
          Mustafa Kemal ve arkadaşlarını karşı-
          lamak üzere Ilıca’ya kadar gelmişlerdi.
          Söğüt ağaçları altında konuklara yorgun-
          luk kahvesi ikram edilmişti. Sekiz on kişi
          kahve içerek konuşuyorlardı. Mustafa
          Kemal’in gözü Ilıca başındaki sırtlara
          ilişti. Sıcak yaz güneşi batmak üzere idi.
          Tam yolun geçtiği yerde, arkasını güneşe
          aldığı için, kaya renkli ve parıltılı, heykel gibi bir hayal. Gölge ve ışık oyunu. Yanındakilere gösterdi.
          Ufuk üzerinde yeni insan ve kağnı siluetleri. Aşağı doğru inen kervan yavaş yavaş söğütlüğe kadar
          geldi. Başlarındaki adam oturanların önemli kimseler olduğunu sezinerek elini göğsüne götürüp
          selâm verdi. Mustafa Kemal hatırını sordu:
          — Ağa böyle nereden geliyorsun?
          — Rus gelirken muhacir olmuştum. Çukurova’da idim. Şimdi köyüme dönüyorum.
          Zaman kötü. Güvenlik yok. Böyle iken kışa doğru buralara neden geldiğini sorar:
          —Yoksa oralarda geçinemedin mi?
          — Hayır Paşa... Çukurova cennet gibi yer... Bize tarla da verdiler. Rahattık. Yalnız son günlerde
          bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş sözü çıktı. Geldim ki göreyim, kimin malını kime vere-
          cekler?
          Mustafa Kemal yanındakilere:
           — Bu milletle neler yapılmaz, dedi.
          Erzurum’a geldikleri vakit Kâzım Karabekir Paşa, Refet Bey’den gelen bir telgrafı Mustafa Kemal
          Paşa’ya verdi. Bu telgrafta İstanbul’un Mustafa Kemal hakkındaki kararları bildirilmekte idi.
          Kararlardan biri de Mustafa Kemal imzalı hiçbir telgraf alınıp çekilmeyecekti. Refet Bey’e göre
          Mustafa Kemal askerlikten çekilmeli, Sivas’a da gelmeyerek Erzurum’da kalmalı idi. Mustafa Ke-
          mal:
          — Ne yapmalıyız? dedi.
          Karabekir:
          — Üzülecek bir şey yok paşam. Üniformanızı çıkarsanız da mukaddesatım üzerine söz veriyorum ki
          size üstüm olduğunuz zamandan daha bağlı kalacağım, dedi.
          (…)
                                                                                   Falih Rıfkı Atay, Çankaya
                                                                         (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
          Kelime Dağarcığı:
          muhacir: Göçmen. mukaddesat: Kutsal sayılan inanç ve davranışlar. silüet: Karaltı, gölge. şose: Genellikle taş kırıkları
          üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yol.
          132
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140