Page 137 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 137

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         67      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          7. ÜNİTE    : ANI (HATIRA) > Anı > Anı
          Kavram      : Anı
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme Becerisi
          Alan Becerileri  : Yazma Becerisi

          Çalışmanın Adı                           ANILAR ANILAR                                 20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Servetifünun Dönemi’nde yazılmış anı türündeki eserleri inceleyerek anı türündeki eserlerin önemini fark edebilme.



          Bilgi Notu: Bir kişinin başından geçen ya da yaşadığı
          dönemde ortaya çıkan olay ve olguları kişisel bilgi ve izle-
          nimlerine dayanarak anlattığı yazılara anı (hatıra) denir.

          Servetifünun Dönemi’nde Anı Türünde Yazılmış
          Bazı Eserler:
          Halit Ziya Uşaklıgil: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi
                                                                       Kırk Yıl, Saray ve Ötesi  Eşkâl-i Zaman, Falaka
          Mehmet Rauf: Edebî Hatıralar

          Hüseyin Cahit Yalçın: Edebiyat Anıları (Edebî Hatıralar)          Edebî Hatıralar  Edebiyat Anıları  (Edebî Hatıralar)
          Ahmet Rasim: Eşkâl-i Zaman, Falaka
          Ahmet İhsan Tokgöz: Matbuat Hatıralarım





          Yönerge: Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.


                                             EDEBİYAT ANILARI

          Bende kitap merakının ne zaman başladığını bulmak için gözlerimi geçmişe çevirdiğimde çocuk-
          luğuma kadar inmek gereğini duyuyorum. İlk kitaplığım, elime geçirebildiğim bir ayakkabı kutusu
          olmuştur. Bütün özen ve dikkatimle burada sakladığım değerler de sanırım sokaklarda satılan destan-
          lar, Âşık Garip ve Kerem hikâyeleri idi. Daha sonraları, marangoz yapısı ufak bir kitaplığım olduğu
          vakit de oynarken içine girebilecek kadar küçüktüm.
          (…)
          Hazreti Ali’nin savaşları, Battal Gazi, Kara Davut... Elime nereden geçtiğini bilemediğim kitaplar.
          Âşık Garip’e, Kerem hikâyesine yeğ tuttuklarım bunlardı. Geceleri aile arasında okunan romanlar
          bile, örneğin Hayber kalesi önünde Hazreti Ali’nin gösterdiği yiğitlik hikâyeleri kadar coşku uyan-
          dırmazdı bende.
          Ev yaşamımızın bendeki en eski anıları bu gece okumalarıyla karışıktır. Yemekten sonra babam
          kahvesini içerken biraz konuşulurdu. Sonra babamın bir işareti üzerine ablam eline bir kitap alır, gaz
          lâmbasının yanına oturur, bir gece önce bıraktığı yerden okumaya başlardı. Annem, babam sessizce
          dinlerlerken ben hikâyeyi izlemeye uğraşır, sonunda yorulup minderin üzerinde derin bir uykuya
          dalardım.
          Bu gece romanlarından hatırladığım ilk romanlardan biri “Felâtun Beyle Rakım Efendi”dir. Babam,
          yazar Ahmet Mithat Efendi’ye çok değer verirdi. “Ne yazarsa iyi yazar.” diye överdi.
          (…)
          Monte Kristo’lar, Hasan Mellâh’lar, Hüseyin Fellâh’lar ve adlarını şimdi unutmuş olduğum daha
          birçok roman... Hepsi birer birer, aile ocağımızın o durgun, sessiz ve içten yaşamına güzellik ve
          coşku kattılar. O günlerde babam görevle gittiği Selanik’ten dönerken bana Ahmet Mithat Efendi’nin
          “Hayret” romanını getirdiği vakit, akla gelebilecek bütün armağanlardan daha çok sevindirmişti beni.
          (…)




          134
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142