Page 70 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 70
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
34 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
Kavram Öğretimi
5. ÜNİTE : SOHBET/FIKRA > Bilgilendirici (Öğretici) Metinler > Gazete Çevresinde Gelişen Metinler
Kavram : Sohbet, Fıkra
Genel Beceriler : Yaratıcılık Becerisi
Alan Becerileri : Yazma Becerisi
Çalışmanın Adı BENZER AMA FARKLI 20 dk.
Çalışmanın Amacı Sohbet ve fıkra türleri arasındaki farkları ayırt edebilme.
Yönerge: Aşağıdaki metinleri okuyunuz. Metinlerden hareketle soruları cevaplayınız.
I. Metin
ÜÇÜNCÜ MEKTUP
Ne dersiniz? Baharın uğurlu günleri, birbirini kovalayan yağmurlarla doğa, canlılığını ve güzelliğini
kaybederek, sümbülleri perişan, yanakları solgun ve ağlamış bir genç kız güzelliğini andırmadı mı?
Her sabah, gül dalında çiğ tanesi araştırarak mazmun yenileme hasreti çeken şairlerimiz, galiba her
seher sicim gibi düşen yağmura tutularak bu ilham giderici kırbacın tesiriyle bütün bütün dilsiz oldu-
lar. “Bu sene zavallı bülbülü dinleyemedim, taze bir gül koklayamadım” diye üzüntü gösteren şairin
birine sonbahar mevsimini tavsiye ettim.
Bahar, fâni ömrünün kalanını Adalar’da geçirmek üzere o gönül açıcı yerlere çekilmiş gibi, oralarda
taze ve canlı duruyor. Çimenler yeniden bitiyor zannedilecek derecede yeşermiş, çamlar yeni yaprak-
lanmış gibi görünüyor. Bu mevsimin gereği midir nedir, ne kadar bulutlu, yağmurlu olursa olsun yine
de seviliyor. Denizdeki dalgalar, en şiddetli sağanaklara hedef olduğu halde, büyüyemiyor.
O sert rüzgârlar üşütemiyor. Güneş gittikçe ısıtıyor. Akşamları gün batışı, sabahları gün doğuşu man-
zaralarında yine tertemiz bir boşluk var. Eğer baharın bir kısmını yaza devreden yağmurlar dinip de
bir ikinci bahara erişecek olursak, size bir ikinci bahar makalesi yazar, zavallı şairleri teselli edecek
bazı dostça hatırlatmalarda bulunurum.
(…)
Ahmed Rasim, Şehir Mektupları
II. Metin
KİRLİ ÇAMAŞIRLAR
(…)
Fransızlar fikir özgürlüğü ve tolerans şampiyonluğunu kimseye vermezler. Yurtseverlik ve kahraman-
lık babında da burunlarından kıl aldırmazlar.
İkinci Dünya Savaşında sanki başka kimse yurdu için ölmemiş gibi yıllar yılı yeraltı direniş hareket-
lerinin destanını yazıp durdular. Şimdi biri çıkıp da aynı İkinci Dünya Savaşında Fransa’nın işgali
sırasında, aynı Fransızlardan bazılarının hem de ünlü bazılarının kaypaklıklarını hatırlatmaya kalkın-
ca ifrit oluyorlar.
Costa Gavras’ın filmi Paris’te bütün şimşekleri üstüne çekerken bir rastlantı ürünü olarak yine ya-
bancı kökenli ama Fransız uyruklu başka bir rejisörün, Tunuslu Andree Halimi’nin “İşgal Altında
Cümbüş” diye çevirebileceğimiz filmi ortalığı büsbütün karıştırdı. Halimi, bu yarı belgesel, yarı canlı
sahnelerden oluşan taşlayıcı yapıtında işgal altında Nazilerle iyi geçinen Fransız sanatçılarıyla kibar
çevreleri sergiliyor.
(…)
Fransızların hepsi demek ki mukavemet fedaisi değilmiş. Demek ki kimi cephede, kimi gerillada can
verirken, kimi Orhan Veli’nin dediği gibi parlak nutuklar çekerken, kimi de bir köşeye sinmiş fırtına-
nın dinmesini beklemiş, gününü gün etmeye bakmış.
(…)
Haldun Taner, Devekuşuna Mektuplar-2 Yaz Boz Tahtası
(Metinler, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
68