Page 66 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 66

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         32      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          5. ÜNİTE    : SOHBET / FIKRA > Bilgilendirici (Öğretici) Metinler > Gazete Çevresinde Gelişen Metinler > Sohbet
          Kavram      : Sohbet (Söyleşi)
          Genel Beceriler  : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
          Alan Becerileri  : Okuma Becerisi

          Çalışmanın Adı                     SOHBET TÜRÜNÜ TANIYALIM                             20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Sohbet türünün genel özelliklerini açıklayabilme.

          Yönerge: Aşağıdaki bilgi haritasını inceleyiniz ve metni okuyunuz. Bilgi haritası ve metinden hareketle
                   soruları cevaplayınız.
          Öğretmeni, İklim’den sohbet türünü tanıtıcı bir çalışma yapmasını istemiştir. İklim, bu konuda araştırma
          yaptıktan sonra aşağıdaki çalışmayı hazırlamış ve çalışmasını sınıfta sunmuştur:

                                             SOHBET (SÖYLEŞİ)


            Güncel olaylar, kültür ve sanat hayatındaki gelişmeler hakkında fazla derine inilmeden, samimi bir dille, oku-
            yucuyla karşılıklı konuşma havasında yazılan ve çoğunlukla gazete ve dergilerde yayımlanan yazı türüdür.

                           Özellikleri                           Türün Önemli Temsilcileri


            •  Bir fikri açıklayan, düşünceyi geliştiren yazılardır.  •  Cumhuriyet  Dönemi’nden  önce  Ahmet  Mithat
                                                            Efendi, Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin
            •  Yazar,  kişisel  düşüncelerini  ispatlama  ihtiyacı   Cahit Yalçın, Ahmet Rasim sohbet türünde eser-
              duymaz.  Kişisel  düşüncelerini  ifade  eder,    dü-  ler kaleme almışlardır.
              şüncelerinin doğruluğunda ısrar etmez.
                                                          •  Cumhuriyet  Dönemi’nde  Nurullah  Ataç,  Şevket
            •  Yazar sorular sorar, bu sorulara cevaplar verir.   Rado, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Kabaklı sohbet
              Akıcı bir üslup için atasözlerine, mizahi fıkralara,   türünün önemli yazarlarındandır.
              anekdotlara veya şiirlere yer verebilir.
            •  Sohbet türü edebiyatımıza Tanzimat Dönemi’nde
              girmiştir.
            •  Yazar, okuyucuyla sohbet ediyor gibidir.



                                               SÖZDEN SÖZE
           (…)
           İtalyan yazarı Luigi Pirandello’nun bir iki oyununu görmüşsünüzdür, hikâyelerini okudunuz mu? Bay
           Feridun Timur onlardan otuz altısını dilimize çevirmiş, Millî Eğitim Bakanlığı da bastırmış. Hepsini
           okumadımsa da okuduklarım çok hoşuma gitti, diyebilirim ki o yazarın oyunlarından daha çok be-
           ğendim hikâyelerini. Oyunlarında yüksekten atmayı andırır bir hâl vardır. Hikâyeleri öyle değil, Pi-
           randello onlarda kişilerini daha iyi gösteriyor, canlandırıyor. Oyunlarında hep bir görüşü savunmak,
           okuyanları yahut seyircilerini düşündürmek ister. Hem de çözümlenemeyeceğini söylediği meseleler
           üzerinde düşündürmek ister. Bir gerginlik vardır oyunlarında, hikâyeleri ise öyle değil, onlardaki
           kişiler daha canlı, okuyana daha yakın. Herhâlde bana öyle geldi.
           Bay Feridun Timur da iyi çevirmiş dilimize. Belli ki İtalyanca cümleye bağlı kalmak istememiş, her
           yerde değilse bile çok yerde: “Bizim dilimizde nasıl söylemeli?” diye düşünmüş. Örneğin bir yerde:
           “Don Lollo hiddetten küplere biniyordu.” diyor. “Küplere binmek” deyimi sanmam ki İtalyancada
           olsun. Daha böyle çok buluşlar var Bay Feridun Timur’un çevirisinde.
           Ama belli ki daha genç bir yazar, o cesareti daima gösteremiyor, bazen acemiliklere düşüyor. İşte bir ör-
           nek: “Don Lollo bu sözlere olmaz diyordu. Nafile; olan olmuştu fakat nihayet kabul etti ve ertesi sabah
           şafakla beraber, âlet ve edevat torbası sırtında olduğu hâlde Zi Dima Locası Primosole’ye geldi. Nihayet
           kabul etti.” den önce bir “fakat” koymanın ne yeri var? Hele “avandanlığı sırtında” demek dururken
           “âlet ve edevat torbası sırtında olduğu hâlde” demenin cümleye bir ağırlık verdiğini nasıl anlamıyor?

          64
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71