Page 3 - Seçmeli Psikoloji | 4.Ünite
P. 3
4. ÜNİTE
yarış içerisine girer. Kardeşleri ile girdiği bu rekabet, ortanca çocuğun başarılı olmak için daha çok çabalamasına
ya da daha çabuk pes ederek yenilgiyi erken kabullenmesine neden olabilir.
Bireyin içinde bulunduğu sosyal koşullar kişiliğini şekillendirebilir. Örneğin içe dönük biri samimi bir arkadaş
ortamı içerisinde dışa dönük ve konuşkan biri hâline dönüşebilir.
TARTIŞMA
Yukarıda anlatılan etkenlerden (koşullama, aile, bilişsel ve sosyal koşullar) sizce hangileri kişiliğin
şekillenmesinde daha önemlidir? Tartışınız.
4.2. KİŞİLİK KURAMLARI
Kuramların temel amacı kişiliğin, kişiden kişiye neden değiştiği-
ni ve nasıl geliştiğini açıklamaktır. Bu kuramlardan bazıları psikana-
litik, psikososyal ve fenomenolojik kuramdır.
a) Psikanalitik Kuram: Bu kuramın en önemli temsilcisi olan
Sigmund Freud, kişilik gelişimini bireyin bebeklik ve çocukluk yılla-
rına dayandırır. İnsanın bilinçliliğini bir buz dağına benzeten Freud'a
göre bilinçlilik durumu, üç bölümden oluşur: Bilinç, farkına varılan
yaşantıların bulunduğu alandır. Bilinç öncesi, uygun ipuçları ile
hatırlanabilen yaşantıların bulunduğu alandır. Bilinçaltı ise farkına
varılmayan, bastırılan ilkel isteklerin bulunduğu alandır (Görsel 4.2).
Freud’a göre insanlar, doğuştan bazı ilkel istek ve arzularla dünyaya
gelir. Toplum tarafından hoş karşılanmayan bu istekler bilinçaltına
itilir ancak yok olmaz, yaşantıyı etkilemeye devam eder. Kişiliğin ve
davranışların şekillenmesinde bastırılan bu duygular belirleyicidir.
Freud’a göre kişiliğin üç katmanı bulunur.
İd (ilkel benlik), kişiliğin doğuştan gelen yönüdür. İlkel arzu
ve istekleri, biyolojik gereksinimleri barındırır. İd; kişiliğin çocuksu
tarafıdır, haz ilkesine dayanır, kural tanımaz ve hemen doyuma ulaş-
mak ister. İdi baskın kişiler dürtüsel, denetimsiz, içinden geldiği gibi
davranan kişilerdir.
Ego (benlik), kişiliğin gerçeklikle ilgili yanıdır. İd ile süper ego- Görsel 4.2: Freud, bilinçlilik durumunu bir buz dağina
benzetir.
nun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir. İdin isteklerini ya
engeller ya erteler ya da süper egonun onayından geçirerek bu is-
teklere akılcı, toplumca kabul edilebilir çözümler bulur. Böylece id ile süper ego arasındaki dengeyi sağlar. Egosu
baskın olanlar; mantıklı, tutarlı, dengeli insanlardır.
Süper ego (üst benlik), kişiliğin toplumsal yanıdır. Toplumun kural ve yasaklarını temsil eden suçlayıcı, ceza-
landırıcı, vicdani yöndür. Süper egosu baskın olan kişiler için başkalarının ne diyeceği çok önemlidir. Bu kişilerin
davranışlarını belirleyen temel unsur, toplumsal ölçü ve değerlendirmelerdir.
Bu üç katman sürekli etkileşim hâlindedir. Sağlıklı bir kişilik, egonun id ile süper ego arasında dengeyi sağla-
masına bağlıdır.
b) Psikososyal Kuram: Kuramın temsilcisi Erik Erikson’dur. Erikson’a göre temel kişilik özelliklerinin gelişimi
yaşamın ilk yıllarıyla sınırlı değildir. Kişilik gelişimi bütün yaşam boyunca devam eder. Kişiliğin oluşmasında biyo-
lojik faktörlerle birlikte sosyal çevre ve kişiler arası ilişkiler de önemlidir. Kişiliği belli dönemlere ayırarak açıklayan
Erikson her gelişim döneminin kendine özgü gelişim görevleri olduğunu söyler. Bireyin belli davranışları, belli
dönemlerde kazanabilmesine kritik dönem denir. Kişi her gelişim döneminde farklı bir çatışma ile karşılaşır. Bire-
yin herhangi bir dönemdeki gelişim görevlerini yapabilmesi için o dönemde karşılaştığı çatışmaların üstesinden
gelmesi gerekir. Birey bu çatışmalarla başa çıkabildiği oranda sağlıklı bir kişilik geliştirir. Belli bir dönemde yaşanan
başarısızlık, uygun çevresel koşullar sağlanırsa sonraki dönemlerde giderilebilir. Erikson’a göre kişilik gelişimi dö-
nemleri ve bu dönemlerde yaşanan çatışmalar şöyle sıralanır.
RUH SAĞLIĞININ TEMELLERİ 115