Page 31 - T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - Ünite 3
P. 31
3. Ünite
1939 yılına gelindiğinde demir yolları 3000 km’yi aşmıştı. Ayrıca demir
yollarının işletmeleri yabancı sermayeden alınarak kurulan Türkiye Cum-
huriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) aracılığı ile devlet denetimine alındı
(Harita 3.1).
Osmanlı döneminde zayıf kalınan bir diğer ulaşım biçimi de deniz işletme-
ciliğiydi. Çünkü yabancı devletlere verilen kapitülasyonlar yüzünden Türk
gemicileri adeta Türkiye karasularında gemi işletemez hâle gelmişlerdi. 1
Temmuz 1926’da çıkarılan Kabotaj Kanunu ile Türk kara sularında yalnızca
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına gemi işletme hakkı verildi. Bu kanun,
milliyetçilik ilkesi doğrultusunda atılan bir adımdı. Bu kanunun sağladığı
güvenceyle ilerleyen yıllarda Türk deniz ticaret filosu kurulmaya başlandı.
Bu alandaki çalışmalara mali destek sağlamak için Denizbank kuruldu. Tıp-
kı demir yollarında olduğu gibi deniz yollarında da Türkiye kendi imkân ve
kaynakları ile hareket eden bir ülke konuma geldi.
Sıra Sizde
Ulaşımdaki gelişmişlik toplumsal kalkınmanın göstergesi mi-
dir? Açıklayınız.
3. 7. 5. Sağlık Alanındaki Gelişmeler
Bir ülkede bireylerin sağlığı ile ilgilenmek, hastalıklarla mücadele etmek ve
gelecek nesillerin sağlıklı büyümeleri için önlemler almak devletin görev-
lerindendir. Toplumun sağlıklı, güçlü ve iyi gelişmiş bireylerden oluşması o
toplumun ilerlemesini oluşturan etkenlerden birisidir. Atatürk sağlık konu-
suna büyük önem vermiş ve şöyle demiştir: “Her ulus çocuklarının sağlıklı
ve gürbüz olmaları için sağlık şartlarını temin etmek, devlet hâlinde bulunan
siyasal kuruluşların en birinci görevidir.”
Cumhuriyet Dönemi’nin millî sağlık politikası; vatandaşların sağlığını ko-
rumak, ölüm oranını azaltmak, nüfusu artırmak, bulaşıcı hastalıklarla müca-
dele etmek ve bu yolla bireylerin sağlıklı yetişmesini sağlamaktı. Numune
hastaneleri, sağlık ocakları, doğumevleri açıldı. Sağlık hizmetlerini köylere
kadar götürmek ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek hedef olarak be-
lirlendi. 1928 yılında halk sağlığının korunmasına yönelik temel laboratu-
var hizmetlerini yürütmek üzere Hıfzıssıhha Müessesesi kuruldu. 1930’da
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu çıkarıldı. Hıfzıssıhha Kanunu ile kolera, veba,
tifo, tifüs, zehirlenme, çiçek, difteri, kızıl gibi hastalıkların ilgili birimlere
bildirilme mecburiyeti getirildi. Bu tür salgın hastalıklar parasız tedavi edil-
meye başlandı.
1877’de “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti” olarak kurulan, 1923’te ise
“Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti” adını alan sağlık ve yardım kuruluşuna
Atatürk tarafından Kızılay adı verildi (Görsel 3.28). Kuruluş, 1935’te “Tür-
kiye Kızılay Cemiyeti” ve 1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını alarak
sağlık ve sosyal yardım faaliyetlerini sürdürdü. Sağlık hizmetlerinin yaygın-
laştırılması hedefine uygun olarak 1924’te Ebe Okulu, 1925’te ise Kızılay Görsel 3.28: Atatürk Kızılay
Hemşire Okulu açıldı. 1924’te İstanbul ve Sivas’ta sağlık memurları yetiş- çadırının önünde
tiren okullar açıldı.
Ulusun, ulus gençlerine, çocukların sağlıkları, sağlamlık-
ları, gürbüzlükleri üzerine düştüğümüz, çok gerekli, bir
sağlık işidir.
SEKA’nın İzmit’teki fabrikasında
Ankara Devlet Konservatuvarı açıldı. ilk kağıt üretildi.
1936 1936
129