Page 19 - T.C. İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük | 8.Ünite
P. 19
8. Ünite
AET Bakanlar Konseyi, Türkiye’nin yapmış olduğu başvuruyu kabul ederek
üyelik koşulları gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir ortaklık antlaşması
imzalanmasını önermiştir. Söz konusu antlaşma 12 Eylül 1963’te imzalanmış
ve 1 Aralık 1964’te yürürlüğe girmiştir.
Ankara Antlaşması, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin hukuki temelini
oluşturmaktadır. Türkiye’nin AET’ye uyum süreci antlaşmanın yürürlüğe gir-
diği 1 Aralık 1964 itibarıyla başlamıştır. Bu dönem taraflar arasındaki ekono-
mik farklılıkları azaltmaya yönelik çalışmalar içerdiği için “Hazırlık Döne-
mi” olarak adlandırılmıştır.
Türkiye-AB ilişkileri, 1970’li yılların başından 1980’lerin ikinci yarısına ka-
dar Türkiye’de yaşanan siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı istikrarsız bir
süreç yaşamıştır. 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nin ardından AB ile ilişkiler
resmen askıya alınmıştır.
1983’te Türkiye’de sivil idarenin yeniden kurulmasıyla Türkiye dışa açılma
sürecine girmiştir. Böylece 12 Eylül 1980’den itibaren dondurulmuş bulunan
Türkiye-AET ilişkileri yeniden başlamıştır.
AET, 1991 Maastricht (Mastrikt) Antlaşması ile resmen Avrupa Birliği (AB)
adını almıştır. Yeniden başlayan ilişkiler sonucu 5 Mart 1995’de yapılan Or-
taklık Konseyi toplantısında alınan karar uyarınca, Türkiye ile AB arasındaki
Gümrük Birliği 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girmiştir. 10-11 Aralık 1999’da
yapılan Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin AB’ye adaylığı resmen onaylanmış
ve diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı açık ve kesin bir dille ifade
edilmiştir.
Türkiye adaylık sürecinde AB ile üyelik müzakerelerinin devam etmesi için
ön şart olarak belirlenen siyasi kriterlerin karşılanmasına yönelik uyum ya-
sası paketlerini meclisten geçirmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin kapsamını
genişleten demokrasi, hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, insan
hakları gibi alanlarda mevcut düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına
alan reformlar yapılmıştır.
Sıra Sizde Doğu Bloku’nun dağılmasının ardından nüfus ve ekonomik
kapasite bakımından Türkiye’den geride olan Balkan ülkeleri
AB’ye üye olarak kabul edilirken Türkiye neden hâlâ aday ülke
aşamasında bekletilmektedir?
17 Aralık 2004 tarihli Brüksel Zirvesi’nde, AB-Türkiye ilişkilerinde bir dö-
nüm noktası daha yaşanmış ve zirvede Türkiye’nin siyasi kriterleri yeteri öl-
çüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005’te üyelik müzakerelerine başlanma-
sı kararı alınmıştır. Günümüzde de müzakereler hâlâ devam etmektedir. Bu
amaçla Türkiye Cumhuriyeti siyasi sisteminde Avrupa Birliği bakanlığı da
kurulmuştur (Görsel 8.17).
Görsel 8.17: AB Bakanlığı
Susurluk Kazası (Susurluk Skandalı) 15 tank ve 20 askerî zırhlı personel taşıyıcısı, Sin-
meydana geldi. can’dan geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti.
1996 1997
241