Page 7 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 5.Ünite
P. 7
ROMAN
Cezası biten Quasimodo, serbest bırakılıp kiliseye döner ama Esmeralda onda çok derin bir etki bırakır. Rahip Frol-
lo da hâlâ Esmeralda’yı sevmektedir. Esmeralda ise kendisini kurtaran ve başkasıyla nişanlı olan Yüzbaşı Phoebus’a
âşıktır. Rahip Frollo kendisine sezdirmeden yüzbaşıyı kullanır. Yüzbaşıyla Esmeralda’nın buluşmalarını sağlar. Bu
sırada yüzbaşıya saldırır, onu bıçaklar. Rakibini öldürdüğünü sanan rahip oradan kaçar. Suç Esmeralda’ya kalır ve
Esmeralda yüzbaşıyı öldürmeye kalkışmaktan idama mahkum edilir.
İdam edilmek üzere kilise önüne getirilen Esmeralda’yı Quasimodo, balkondan sarkıttığı bir iple kaçırır ve kili-
sedeki bir odaya saklar. O yıllarda inanışa göre kiliseye saklanmış olan bir kişiye azılı katil de olsa dokunulamaz. Es-
meralda kilisede kaldığı dönemlerde Quasimodo onu daha çok sever ama asla onu incitecek bir davranışta bulunmaz.
Rahip Frollo çingeneleri Esmeralda’yı kaçırmaları için kışkırtır. Çingenelerin Esmeralda’yı kurtarmak için geldi-
ğini bilmeyen Quasimodo tek başına onlarla çatışmaya girer. Bu kargaşayı fırsat bilen rahip Frollo arkadan dolaşıp
Esmeralda’yı kaçırır. Onu idam edileceği Greve Meydanı’na götürür. Kıza, kendisini severse onu ölümden kurtaraca-
ğını söyler ama kız kabul etmez. Rahip kızı cezalandırmak için yıllar önce çingeneler tarafından kızı kaçırılan hemşire
Gudule’nin yaşadığı fare deliği dedikleri yere atar. Çingenelere kini olan Gudule’ye onu bırakmamasını, onu idam edi-
lirken göreceğini ve böylece çingenelerden intikamını alacağını söyler. Esmeralda’yı Gudule’nin eline bırakan Frollo,
kızın yerini haber vermek üzere çavuşların yanına gider. Hemşire’yle Esmeralda boğuşurken hemşire kızın boynunda
asılı patiği görür. Onun kendi kızı olduğunu anlar. Sonra onu kurtarmaya çalışır. Ne var ki çok geç kalır. Askerler,
Esmeralda’yı idam etmek üzere Gudule’nin elinden alır. Gudule, Esmeralda’yı kurtarmak için bütün gücüyle uğra-
şırken düşüp başını kaldırıma çarpar ve ölür.
Rahip Frollo, Esmeralda’nın idam edilme sahnesini yüzünde hafif bir tebessümle Notre Dame Kilisesi’nden izle-
yince Quasimodo öfkelenir ve Rahip Frollo’yu tuttuğu gibi kilisenin balkonundan aşağı atar. Oluklara tutunmaya
çalışan rahip dayanamaz ve düşer. Quasimodo onun düşüşünü izler. Rahip ölür. O günden sonra Quasimodo’yu
gören olmaz.
Sonraki kral VIII. Charles (Çarls) Dönemi’nde, suçluların cesetlerinin atıldığı mahzen açılır. Mahzende bir kadı-
na sarılmış hâlde kambur bir erkek cesedi vardır. Belli ki Quasimodo burada Esmeralda’nın ölü bedenine sarılmış ve
ölümü beklemiştir. Onu sarıldığı iskeletten ayırmaya çalıştıklarındaysa Quasimodo toza dönüşür.
Victor HUGO (Viktor Hügo), Notre Dame’ın Kamburu
(Türkçesi: Volkan YALÇINTOKLU)
METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI
Asturya : İspanya’ya bağlı özerk bir bölge. münzevi : Topluluktan kaçan, yalnız kalmayı
başdiyakoz : Başrahip. seven.
iç çekmek : Üzüntüyle derinden soluk almak. Pikador : Boğa güreşlerinde, boğayı kızdır-
mak için mızrakla saldıran atlı.
mahmuzlamak : Hızlanması için hayvanı mah-
muzla dürtmek, topuklamak. teşhir : Gösterme, sergileme.
METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Okuduğunuz metin Fransız edebiyatının önemli sanatçılarından Victor Hugo’nun Notre Dame’ın
Kamburu adlı romanından alınmıştır. Bu metinde çirkin ve kambur olan kilise zangocu Quasimodo ile
Başdiyakoz Frollo’nun çingene kızı Esmeralda’ya olan aşkları, bu kişilerin ruhlarında oluşan ikilem-
ler ve tepkiler romantik bir yaklaşımla işlenmiştir. Metinde kişilerin zayıf ve güçlü yönleri bir arada
verilmiştir. Akıcı ve etkili bir üsluba sahip olan metinde zıtlıklar (çirkinlik ve güzellik, iyilik ve kötü-
lük) belirgin olarak göze çarpar. Metnin anlatımında yazar tarafsız kalmaz, araya girerek duygularını
belirtir ve okuyucuyu yönlendirir.
XIX. yüzyıl, Avrupa’nın sanayileşmeye başladığı bir dönemdir. Bu sanayileşmeyle birlikte toplu-
mun sosyal, siyasi, kültürel yaşamında da hızlı bir değişim başlamıştır. Özgürlük, eşitlik, milliyet-
çilik, vatan gibi kavramlar özellikle Fransız İhtilali’nin sonuçlarına bağlı olarak ön plana çıkmıştır.
179