Page 24 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 6.Ünite
P. 24

6. Ünite


                  Hazırlık

                1. İnsanın yaşadığı toplumla, o toplumun değerleri ve yaşam biçimiyle uyuşamamasının ne gibi so-
                  nuçlar doğurabileceğini tartışınız.

                2. Edebî eserleri okumanın, kişiliğin şekillenmesinde ne gibi etkileri olabileceğini tartışınız.


                                                  TUTUNAMAYANLAR
                                     Roman, genç bir gazetecinin yazdığı Sonun Başlangıcı adlı ön sözle başlar.
                    4. Metin      Bu ön söze göre gazeteci, bir tren yolculuğu sırasında Turgut Özben adında
                                  bir mühendisle tanışır. Yolculuk süresince çok ilginç bulduğu bu mühendisle
                                  sohbet eder. Daha sonra gazeteci, bir yardım örgütünün sağladığı araştır-
                                  ma bursuyla iki yıl kadar Avrupa ülkelerinde dolaşır. Türkiye’ye döndüğünde
                                  masasının çekmecesinde büyük bir paket bulur. Bu paket kendisi Avrupa’ya
                                  gittikten kısa bir süre sonra gelmiş ve orada unutulup kalmıştır. Paketten bir
                                  mektup ve büyük bir kısmı elle yazılmış notlar çıkar. Mektup ve söz konusu
               notlar daha önce bir tren yolculuğunda tanıştığı Turgut Özben’den gelmiştir. Mektupta Turgut
               Özben, kendisinin kaybolmuş bir insan olduğunu belirtmiş ve gazeteciden bu notlarla mektubun
               bir bölümünü yayımlamasını istemiştir. Gazeteci de Turgut’un bu isteğini yerine getirir ve bu ro-
               manın metnini oluşturan notların yayımlanmasını sağlar.
                  Romanda asıl öykü Turgut’un evinde başlar. Turgut’un arkadaşı Selim Işık, Turgut’a bir mektup
               yazmış ve kendi hayatına son vermiştir. Bu olaya kadar öncelikleri para kazanmak ve rahat bir ya-
               şam sürmek olan Turgut, Selim’in ölümünden sonra onun kişiliği ve hayata bakışı üzerinden ken-
               dini ve yaşamını sorgulamaya başlar. Üniversite yıllarında tanıştığı ve çok farklı bir kişiliği olan
               Selim’le yaşadıklarını ve aslında hep ona benzemek istediğini hatırlar.

                  Aşağıdaki parçada Turgut’un, evlerinde bir pazar sabahı karısı Nermin’le konuşması, daha sonra
               başsağlığı dilemek üzere Selim’in annesinin evine gitmesi ve orada yaşananlar anlatılmaktadır.
                  (...)
                  Canım sıkılıyor Nermin. Daha küçük sıkıntılarda sana açılsaydım, bu güçlüğü çekmezdim belki.
               Canım, erkekler bazı geceler salonun bir köşesine birikip, kadınların merak etmez göründüğü erkek-
               çe konulardan bahsetmez mi? Bu da, onlardan biri oluversin. Olmuyor. Ayağa kalktı, karısının yanına
               oturdu kanepede. Koluyla onu sardı, başını dayadı omzuna hafifçe. Nermin, durumunu değiştirme-
               den gülümsedi ve hemen sordu: “Sonu ‘k’ ile biten beş harfli bir hayvan ismi söyler misin?” “Tavuk,”
               dedi, içindeki sıkıntıyı bastırmaya çalışarak. Bütün hayatımı şu andaki gibi yaşasaydım hayır kalmazdı
               bende. Geçecek, Turgut, geçecek. Öyle bir küçümserim ki ben onu... “Olmuyor,” dedi Nermin mahzun
               bir sesle. “Başharfi V.”  “Vaşak,” dedi Turgut aceleyle. Yerinde tepkiler gösterebildiğime göre, soğukkan-
               lılığımı kaybetmedim daha. Kim bulabilir bir anda vaşak kelimesini? Milyonlarca insan bu hayvanın
               adını bile bilmiyordur. “İnek,” dedi hayalindeki Selim, bir türlü aklından çıkmayan Selim. “Düşünmek-
               ten korkan; korkudan, düşünmesini unutan inek” dedi. Evlendi diye, oyunun her dakikasını kuralına
               göre oynamaktan başka bir şey düşünemeyen inek. Sevgi apartmanında her gün görevli inek. Ne
               pazarı ne tatili olmayan memur. “Neden benim aklıma gelmiyor bu kelimeler Turgut?” Çünkü sen inek
               değilsin. Bana artık olgunluk yakışır Selim. İnşallah arkasından çöküp gidersin Turgut. “Bilmem, aklım-
               da kalıyor işte,” dedi, gevşek bir gururla. Bir arkadaşın kötü durumda olduğunu biliyorsun, ona gitmek
               yardım etmek gerekiyor. Ne yapabilirim bu durumda Nermin? Benden utanmaz mısın sonra? Şu anda
               sana, ne gibi bir yardım beklediğini söyleyemem Selim’in. Bunu daha ben de bilemiyorum. Fakat bir
               şeyler yapabileceğimi hissediyorum, dürüst ve olumlu bir şeyler. Senden tek istediğim şimdilik beni
               bu meseleyle başbaşa bırakman. Sonra bir gün oturup birlikte...
                  Nermin gazeteleri elinden bıraktı: “Sen tamamlarsın, benden bu kadar,” dedi. “Kahvaltı etmek ister
               misin?” Gazeteleri Turgut’a uzattı. Turgut, havadaki elini aşağı indirdi: “Ben biraz dışarı çıkacağım,”



         178
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29