Page 28 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 6.Ünite
P. 28
6. Ünite
Turgut, bir gün şantiyede çalışırken kendisini görmeye Günseli adında bir kadın gelir. Günseli,
Selim’le ölümünden bir yıl kadar önce tanıştığını söyler. Selim’le yaşadıklarını anlatır. Selim’in, ar-
kadaşları tarafından nasıl yalnız bırakıldığından; sevgisizlikten, ilgisizlikten, anlayışsızlıktan nasıl
bunalıp hayata küstüğünden ve hastalandığından söz eder. Turgut, Selim’in eski arkadaşlarıyla
görüştükçe onun farklı bir yönünü öğrenir. Selim’i tanıma sürecinde bir yandan da kendisini sor-
gulamaya, keşfetmeye başlar ve bu sorgulama ve keşfetme sürecini hızlandırmak için evini ve
ailesini terk eder. Arabasıyla çıktığı yolculukta bir motelde mola verir ve sürekli yazmaya başlar.
Daha sonra motelden ayrılır ve bir şehre gelir, bankaya uğrayarak bütün parasını çeker. Tren istas-
yonuna yakın bir yerde arabasını terk eder. Bir trenden inip bir başkasına binerek sürekli yolculuk
yapmaya başlar.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
istihza: Gizli veya ince alay. somya: Şilteyi taşımaya ve ona esneklik verme-
ye yarayan yaylı kerevet.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Modernizm Akımı
XIX. yüzyılda Batı’da Aydınlanma Dönemi’yle gelişen, pozitivizme dayanan bilim anlayışı, insana
her alanda sürekli ilerlediği ve geliştiği inancını vermiştir. Bu durum insanoğlunun hayata ilişkin iyim-
ser bir bakış geliştirmesini sağlamıştır. Geleneksel-gerçekçi roman da bu temel üzerinde şekillenmiş,
en yetkin ürünlerini XIX. yüzyılda vermiştir. Ancak bilim alanındaki bazı gelişmeler sonucu roman an-
layışı değişmeye başlamıştır. XX. yüzyılda ortaya çıkan kuantum fiziğinin getirdiği bulgular, Heisen-
berg’in (Hayzınberg) Belirsizlik Kuramı ve Einstein’ın (Aynştayn) Görecelik Kuramı, insanoğlunun ger-
çek algısının parçalanması ve belirsizleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bu yeni duruma göre gerçek;
göreceli, parçalı bir olasılıktan başka bir şey değildir. Bilimsel alanda meydana gelen bu değişimin
yanı sıra insanın kavrayamadığı karmaşıklıkta yeni teknolojik ürünlerin ortaya çıkması, insanoğlu-
nun kendi ürettiği bu ürünler karşısında yabancılaşmasına, kendisini zayıf ve değersiz hissetmesine
neden olmuştur. Bütün bu olgulardan başka I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkım ve felaketler insanın
hayata karşı iyimserliğini, inancını temelden sarsmıştır.
Modernist roman; bu yeni olgu ve gelişmelere koşut olarak parçalanmış gerçeklik karşısında kuş-
kucu ve tedirgin olan, iç dünyasına çekilen, yabancılaşan, toplumla çatışan, karamsar, bunalımlı, zayıf
bireyi konu edinmiştir. Bu roman anlayışında kronolojik zamanda geriye dönüşler yapılmış, gelenek-
sel anlatım ve yapıdan uzaklaşılmış, olay örgüsü ve mekân önemini kaybetmiştir. Modernist roman-
cılar daha çok şiirsel söyleyişten, çağrışımlardan, mitlerden, alegorik anlatımdan yararlanmışlar; iç
çözümleme, iç konuşma, bilinç akışı, geriye dönüş gibi anlatım tekniklerine başvurmuşlardır.
Modernist romanın Batı edebiyatındaki temsilcileri; James Joyce (Ceymis Coys), Franz Kafka (Franz
Kafka), Virginia Woolf (Vircinya Volf), Marcel Proust (Marsel Prost), Robert Musil (Robert Muziil), Wil-
liam Faulkner (Vilyım Folknır) gibi yazarlardır. Türk edebiyatında ise Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Ferit
Edgü, Adalet Ağaoğlu, Mehmet Eroğlu gibi yazarlar modernizmin etkilerini yansıtan eserler vermiş-
lerdir.
Tutunamayanlar adlı roman modernizm akımının etkilerini yansıtmaktadır. Romanda kronolojik
zaman akışında görülen kırılmalar; olay örgüsü, mekân gibi unsurlardan çok bireylerin iç dünyaları-
nın, bunalım ve huzursuzluklarının, toplumla çatışmalarının öne çıkarılması; şiirsel söyleyişe, çağrı-
şımlara yer verilmesi gibi özellikler bu romanın yapısını şekillendiren, modernist özelliklerdir. Yazar
romanda bu özelliklerin yanı sıra modern romana özgü iç çözümleme, iç konuşma, bilinç akışı, geriye
dönüş gibi teknikleri de kullanmıştır.
182