Page 14 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 9.Ünite
P. 14
9. Ünite
Ne söyler, ne sorarlarsa cuvap vermeyeceğim, gaz goyup, bineceğim üsdüne. Bütün köylü şaşıp ka-
lacaklar, ağızları bir garış açık... Sonra ağanın garşısına varacağım: Ağa, diyeceğim. İş yok diyordun,
bana taraktor usdası Hösük derler, verecek işin var mı? Bana verecek bir işin var mı? Yok dersen, başka
yerde var, oraya giderim, diyeceğim.”
Gide gide Ceyhan suyunun yanına geldik. Su, ölü gibiydi. Yeni yeni şafak söküyordu. Suyun üstüne
incecik bir ışık dalgası düşmüştü. Nehir, köye doğru yaklaştıkça ovaya yayılır ve kıyılarındaki yarlar
kaybolur, çakıllı bir düzlük yayılır. İşte bu düzlükte bir ışık gördük, sonra ışık söndü. Biz ışığa yaklaştık-
ça ortalık da ağarıyordu. Yürüdükçe ortalık da iyiden iyiye ağardı. Biz de ışığın söndüğü yere yaklaştık.
Büyük, turuncuya boyanmış bir traktörü siyah, ıslak kakülleri alnına düşmüş bir delikanlı yıkıyordu.
Hösük Emmiyle az ötede durup seyretmeye başladık. Delikanlı traktörü yıkıyor yıkıyor, sonra da bir
bezle iyice parlatıyordu.
Hösük Emmi yavaş yavaş traktöre doğru ilerledi, etrafını döndü. Kendi kendine bir şeyler mırıl-
dandı. Sonra traktörün tekerleğini sıvazladı. Sonra farlara baktı. Sonra her yerine baktı. Delikanlı çok
uğraştığından Hösük Emmiye bakmıyor, bir şeyler de söylemiyordu.
Hösük Emmi neden sonra traktörden çekilip elini beline dayadı...
Traktörü parlatan delikanlıya sert bir sesle:
“Bana bak oğul,” dedi. “Bana baksana. Ben yarın, hemen yarın Yüreğir toprağına gediyorum.”
Yola düştük. Ayaklarımızın altında tozlar iki yana fışkırıyordu. Hösük Emminin ağzını köye varınca-
ya kadar bıçak açmadı.
Yaşar Kemal, Bir Bulut Kaynıyor
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
batos (patoz): Başaktan taneyi ayıran makine, köten: Kazacağı toprağın derinliği ve genişliği
harman makinesi. ayarlanabilen, bütünüyle demirden yapıl-
mış büyük saban, pulluk.
çampara: Araba dingilinin ucuna geçirilen yas-
sı halka. mibzer: Tohum ekme aleti.
koygun: Dokunaklı, etkili, içli, acıklı.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Röportaj
Röportaj; bir gerçeği, sorunu, olayı ya da durumu ortaya koymak; açığa çıkarmak amacıyla oluş-
turulan öğretici gazete ve dergi yazısıdır. Bu tür yazılar araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya, gezip
görmeye ve somut olgulara dayanır. Röportajda yazar, olayı yerinde görerek, farklı kişilerle konuşup
soruşturarak yazar. Gerektiğinde yetkililerle görüşerek bilgi ve belge toplar, yazısını fotoğraflarla des-
tekleyebilir. Olaylara tanıklık ederek gerçeklere ışık tutar. Okuyucuyu gerçekle yüzleştirerek aydın-
latmaya çalışır. Olayları aktarırken ayrıntılara girer, söz konusu olaylar hakkında kendi düşünce ve
yorumlarını da ortaya koyar, değerlendirmelerde bulunur.
Röportaj yazarı anlatımında betimleyici, öyküleyici, açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimlerinden;
örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanır. Daha çok
kısa cümleler kullanarak anlatımına hareket ve canlılık katar. Traktörcü adlı metinden alınan aşağıdaki
parçada olduğu gibi dili bir roman veya hikâye yazarı gibi kullanmaya, okuyucunun merak duygusu-
nu canlı tutmaya çalışır:
Gide gide Ceyhan suyunun yanına geldik. Su, ölü gibiydi. Yeni yeni şafak söküyordu. Suyun üstüne in-
262